Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması (“HAGB”) 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (“CMK”) 231. maddesinde düzenlenmektedir. Madde 231/5'e göre, “Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir.”

HAGB kararlarına karşı öngörülen kanun yolu ise “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir” denilmekle CMK m. 231/7'de öngörülmektedir.

HAGB kararlarına itiraz ilk başta mahkemelerce, HAGB kararı verilmesi için şekli şartların mevcut olup olmadığıyla sınırlı tutulmuştur. İlerleyen süreçte Yargıtay tarafından incelemenin yalnızca şekli şartları kapsaması gerektiği yönünde kararlar verildiği gibi hem şekil hem de esas yönünden inceleme yapılması gerektiği biçiminde kararlar verilmiştir.

Bu çerçevede HAGB kararlarına karşı yapılacak itirazlarda incelemenin kapsamına ilişkin bir uygulama yerleşmemiştir.1

Anayasa Mahkemesi'nin İptal Kararı ve Gerekçesi

Anayasa Mahkemesi (“AYM”), E.2021/121, K.2022/88 sayılı ve 20.07.2022 tarihli kararı ile CMK'nın HAGB kararlarına karşı itiraz kanun yolunu öngören, yukarıda anılan 231/7 fıkrasını iptal etmiştir. Karar 23.09.2022 tarihinde 31962 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

AYM iptal kararında; “Bu çerçevede daha önce ihlal sonucuna ulaştığı birçok bireysel başvuru dosyasında (bkz. §§ 18-21) Anayasa Mahkemesi; itiraz makamlarının başvurucuların iddialarını ve delillerini dikkate almadığına, çatışan menfaatleri dengelemeye yönelik bir çaba içinde olmadığına, müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğunun ve müdahalenin orantılı olup olmadığının değerlendirilmediğine yönelik kararlar vermiştir. Mevcut sistemde itiraz mercilerinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına itiraz üzerine verdikleri kararların dosya üzerinden yeknesak bir şekilde ve çoğu kez sadece şeklî koşullar yönünden, ilk derece mahkemelerince verilen kararlarda hukuka aykırılık bulunmadığını ve bu sebeple de itirazın reddedildiğini bildiren bir cümleden ibaret gerekçelerden oluştuğu görülmüştür.” diyerek uygulamada HAGB kararlarına yapılan itirazların matbu gerekçelerle reddedildiğine, itiraz kanun yolu normatif olarak mevcut olmasına rağmen pratikte kişilerin savunma ve delillerini öne süremediğine, temel hak ve özgürlükleri sınırlandıran bir rejime karşı etkin bir başvuru yolu olmamasına ve savunma hakkının ihlal edildiğine dikkat çekmiştir.

Yürürlük ve Uygulama Sorunu

AYM, iptal kararının yaratacağı hukuk boşluğunun kamu düzenini ihlal edeceğinden bahisle kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir. Dolayısıyla 23.06.2023 tarihine kadar HAGB kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilecektir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (“TBMM”) bu dokuz aylık süre içerisinde HAGB kararlarına karşı gidilecek kanun yoluna ilişkin bir düzenleme yapmaması durumunda ne olacağı ise belirsizliğini korumaktadır.

İptal kararının yürürlüğe girdiği tarihte TBMM tarafından halen yeni bir düzenleme yapılmaması durumunda HAGB kararlarına karşı herhangi bir kanun yolu olmayacaktır.

CMK m. 272 “ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere karşı istinaf yoluna başvurulabileceğini” düzenlemektedir. Ancak HAGB kararları Kanun'un aradığı anlamda hüküm değildir. Zira CMK m. 223 yalnızca “beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararını” hüküm olarak tasnif etmektedir. Bu nedenle HAGB kararlarına karşı gidilebilecek tek kanun yolu itiraz olup ilgili hükmün iptali ile hiçbir kanun yoluna başvurulamayacağı sonucu ortaya çıkmaktadır.

Sonuç olarak, 23.06.2023 tarihinden sonra HAGB kararlarına karşı başvurulacak herhangi bir kanun yolu olmayacağından bu boşluğun giderilmesi için TBMM'nin 9 aylık süre zarfında mutlaka yeni bir düzenleme yapması gerekmektedir.

Footnote

1 (Atilla Yazar ve diğerleri [GK], B. No: 2016/1635, 5/7/2022, §76) https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2016/1635

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.