6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ("Kanun") şirketlerde şeffaflığı sağlayan düzenlemelerinden bir tanesi olan ve "İnternet Sitesi" başlıklı 1524. maddesi uyarınca düzenlenen; denetime tabi olan sermaye şirketlerinin bir internet sitesi açarak, mevzuat ile belirlenen şirkete özgü bir takım ilanları süresi içerisinde bu internet sitesinin belirli bir bölümünde yayımlaması yükümlülüğü bulunmaktadır.

Kanun'un "İnternet Sitesi" başlıklı 1524. Maddesinin birinci fıkrasına ilişkin olarak internet sitesi açılmasına ve bu sitenin belirli bir bölümünün şirketçe kanunen yapılması gereken ilanların yayımlanması için özgülenmesine ve bilgi toplumu hizmetlerine ayrılmasına ilişkin usul ve esaslar ise 31.05.2013 tarihli ve 28663 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Sermaye Şirketlerinin Açacakları İnternet Sitelerine Dair Yönetmelik ("Yönetmelik") ile düzenlenmektedir.

Yukarıda bahsi geçen Yönetmelik'in "İnternet Sitesinde Yayımlanan İçerik" başlıklı 6. maddesinde sayılan ve internet sitesinde yayımlanması gerekli hususlar, mevzuatta belli bir süre belirtilmiş ise bu süre içinde, belirtilmemiş ise yayımlanması gereken hususu doğuran işlem veya olgunun gerçekleştiği tarihte, bunun tescil veya ilana bağlandığı durumlarda ise tescil veya ilanın yapıldığı tarihten itibaren en geç beş gün içinde internet sitesinde yayınlanmalıdır.

Anonim şirketlerde olağan genel kurulun her faaliyet dönemi sonundan itibaren üç ay içerisine yapılması gerekmektedir. Kanun uyarınca genel kurulu toplantıya çağırma yetkisi ve görevi esasen yönetim kuruluna ait olup bazı hallerde genel kurul kendisine kanunen yetki verilen azlık ve tek pay sahibinin mahkeme eliyle genel kurulun toplanmasını sağlama imkânı bulunmaktadır. Genel kurulun toplantıya çağrılmasının şekli ise Kanun'un "Çağrının Şekli" başlıklı 414. maddesinde düzenlenmiş olup, bu çerçevede; genel kurul toplantıya, esas sözleşmede gösterilen şekilde, şirketin internet sitesinde ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayımlanan ilan ile ilan ve toplantı günleri hariç olacak şekilde toplantı tarihinden en az iki hafta önce pay defterinde yazılı pay sahipleriyle önceden şirkete pay senedi veya pay sahipliğini ispatlayıcı belge vererek adreslerini bildiren pay sahiplerine, toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazeteler, iadeli taahhütlü mektupla bildirilerek çağrılır.

Kanun ile paralel olacak şekilde Yönetmelik'in ilgili 6. maddesinde, genel kurulun toplantıya çağrılmasına ilişkin ilan en geç sicil gazetesinde yayımlandığı tarihte internet sitesinde yayımlanması gerektiği düzenlenmekle birlikte Kanun kapsamında internet sitesi yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi ve ilanların gereğince yapılmamasına ilişkin hükümlere aykırılık hali ilgili kararın iptal edilmesinin sebebini oluşturmakla kalmayıp cezai hükümler saklı kalmak kaydıyla kusuru bulunan yöneticiler ile yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna neden olmaktadır.

Doktrinde sermaye şirketlerinde genel kurula ilişkin çağrının internet sitesinde yayımlanma yükümlülüğüne aykırılık halinde Kanun'un 1524. maddesinin 2. fıkrasının uygulanmasına ilişkin olarak temel olarak iki görüşün bulunduğunu söylemek mümkündür. Bunlardan ilki, çağrı ilanı şirketin internet sitesinde yayımlanmaz ise Kanun'un şeffaflık ilkesinin zedelenmesi sonucunu doğurduğu ve Kanun'un 1524. maddesinin 2 fıkrasının kesin bir iptal sebebi olduğuna ilişkin görüş olup; içtihat ile paralel olan diğer görüş ise, genel kurula ilişkin çağrının internet sitesinde yayımlanmamasının pay sahibinin pay sahipliği haklarını kullanma hakkını etkilediği sonucuna varılması halinde başkaca bir şart aranmaksızın genel kurul kararının iptal sebebini oluşturacağına ilişkin görüştür. Ayrıca, Kanun'un "İnternet Sitesi" başlıklı 1524. maddesinin birinci fıkrasında öngörülen yükümlülüklere uyulmamasının, ilgili kararların iptal edilmesinin sebebini oluşturması ve kusuru bulunan yöneticiler ile yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna neden olması bakımından içtihat kararları ile paralel olacak şekilde bir değerlendirme yapıldığında ilgili maddeye aykırı davranılmasının genel kurul kararının konusundan öte meydana gelme usulü ile ilgili olması sebebi ile illiyet bağının tespitinin önem taşıdığını söylemek mümkündür. Nitekim, bu doğrultudaki Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2020/7083 Esas, 2022/2003 Karar numaralı ve 16.03.2022 tarihli kararı ile, "Kanun'un 1524. maddesinin birinci fıkrasında belli ortaklıkların internet sitesi açmak ve bu sitenin belirli bir bölümünü ortaklıkça kanunen yapılması gereken ilanların yayımlanmasına özgülemek yükümlülüğünden söz edildiği, bu yükümlülüğün genel kurul veya yönetim kurulu kararlarıyla veya bunların geçerliliğiyle doğrudan hiç bir ilgisinin bulunmadığı, dava konusu genel kurul kararlarına ortakların bir kısmının bizzat, bir kısmının ise vekaletle toplantıya katıldıkları dikkate alındığında, çağrının usulüne göre yapılmaması ve gündemin gereği gibi ilan edilmemesi sonucu oluşan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasına etkili olmadığı, dolayısıyla alınan kararların iptali şartlarının oluşmadığı" hükmolunmuştur.

Dolayısıyla, genel kurul kararlarının iptali bağlamında internet sitesinde yer alan içeriklerin esas itibariyle toplantıya çağrı ve pay sahiplerinin bilgi edinme haklarıyla ilgili olduğu ve sermaye şirketlerinde genel kurula ilişkin çağrının internet sitesinde yayımlanmamasının, dürüst ve ortalama bir pay sahibinin pay sahipliği ve katılım haklarını kullanma davranışını etkilediği durumlarda ilgili genel kurul kararının iptali sonucunu doğuracağını söylemek mümkündür.1 Nitekim; genel kurul kararının iptali istemli İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen 2017/944 Esas, 2019/1171 Karar numaralı ve 09.12.2019 tarihli davada tarafların iddia, itirazları ve tüm dosya kapsamı denetlenerek bilirkişilerden rapor alınmasına karar verilmiş olup; ilgili bilirkişi raporunda ise bilirkişiler, "Genel kurul çağrısının şirketin internet sitesinde ilan edilmediğine ilişkin iddiayı İspatlayıcı nitelikte bir belgeye dosyada rastlanılmamıştır. Kanaatimizce ilanın yapılmamış veya eksik/hatalı yapılmış olması çağrı usulüne aykırılık çerçevesinde değerlendirilmelidir. Usulsüz çağrının karara etki etmiş olması bir iptal sebebidir. Ancak bunun için çağrının usulüne aykırı olarak yapılmış olmasının kararın alınmasına etki ettiği ispatlanmalıdır. Diğer taraftan davacı diğer usullerle toplantıdan haberdar edildiğine dair iddiaya itiraz etmediği, Şu halde çağrının internet sitesinde ilan edilmemesinin kabulü halinde bu durum sadece davacıya dava açma hakkı verecektir. Hazirun cetveli ve genel kurul tutanağı incelendiğinde 24.08.2017 tarihli genel kurulda payların tümünün temsil edildiği anlaşılmaktadır. Bu sebeple çağrının internet sitesinde ilan edilmediği yönündeki iddianın mücerret olarak alınan kararların iptaline elverişli olmadığı, diğer yandan bu hususun toplantıya katılan pay sahibi bakımından çelişkili davranış yasağına aykırılık teşkil edebileceği kanaatine varıldığı" görüşünde bulunmuşlardır.

Kaldı ki, genel kurul veya yönetim kurulu kararlarının iptal edilebilirliğinin ya da geçersizliğinin yaptırımı bu kararların meydana gelişleri veya içerikleri itibariyle kanunlara, esas sözleşmeye, dürüstlük kurallarına, emredici hükümlere, ahlaka veya kişilik haklarına aykırı olmaları halinde söz konusu olabileceği dikkate alındığında, meydana gelişi ve içeriği bakımından geçerli olan bir genel kurul veya yönetim kurulu kararının geçerliliğinden ari olarak yalnızca hüküm doğurmasının Kanun'un şirketlerde şeffaflığı hedefleyen düzenlemelerinden olan internet sitesinde yayımlanma yükümlülüğüne bağlı tutulabileceği değerlendirilebilecektir. Bu halde, hüküm doğurma bakımından eksikliğin kesin bir hükümsüzlük teşkil etmeyerek askıda bir hükümsüzlük hali teşkil edeceği söylenebilecek olsa dahi bu şekilde bir askıda hükümsüzlük halinin Kanun'da düzenlenmemiş olması sebebi ile Kanun'un 1524. maddesinin 2. fıkrasının uygulamasının genel kurul veya yönetim kurulu kararlarının geçerliliği ile ilişkilendirilmesi Kanun'un genel mantığı ile bağdaşmayacaktır.2

Ayrıca, sermaye şirketlerinde genel kurula ilişkin çağrının internet sitesinde yayımlanmasına ilişkin yükümlülük değerlendirilirken Kanun'un "İptal Davası Açabilecek Kişiler" başlıklı 446. maddesinin 1. fıkrasının b bendinde düzenlenen etki prensibinin nazara alınmaması temel bir hata olacaktır. Keza, genel kurul toplantısına ilişkin ilanın yapılmamış veya Kanun'un "İnternet Sitesi" başlıklı 1524. maddesi çerçevesinde eksik ve/veya hatalı yapılmış olması çağrı usulüne aykırılık çerçevesinde değerlendirilebilecekse de ilgili çağrının usulüne aykırı olarak yapılmış olmasının kararın alınmasına etki edip etmediği ilgili genel kurul kararının iptali talebi değerlendirilirken dikkate alınmalıdır. Aynı doğrultuda, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin, 2016/734 Esas, 2018/42 Karar numaralı ve 01.2.2018 tarihli kararı ile "toplantıya çağrının davalı şirketin internet sitesinde kanuna uygun biçimde ilan edilmemiş olması bakımından etki kuralının uygulanabileceği, davalı şirketin internet sitesi dışında kanunda aranan çağrı usulüne uyduğu ve pay sahiplerinin toplantıdan haberdar olduğu dikkate alındığında Kanun'un 1524. maddesine aykırılık nedeniyle kararların iptal edilemeyeceği" hükmolunmuştur.3

Sonuç olarak, denetime tabi olan sermaye şirketlerinde şeffaflığı sağlamayı amaçlayan Kanun'un 1524. maddesi ile düzenlenen internet sitesi açma ve internet sitesinde yayımlanması gerekli hususları mevzuatta belirlenen süre içerisinde yayımlama yükümlülüğü bulunmaktadır. İlgili sermaye şirketleri için internet sitesinde yayımlanması gerekli içerikler Yönetmelik ile düzenlenmekte olup, genel kurulun toplantıya çağrılmasına ilişkin ilanın en geç sicil gazetesinde yayımlandığı tarihte internet sitesinde yayımlanması gerekmektedir. Bu yükümlülüğe aykırılık hali Kanun'un şeffaflık ilkesinin zedelenmesi sonucunu doğuracak olup yaptırım olarak Kanun'un 1524. maddesinin ikinci fıkrasında ilgili kararın iptal edilmesi düzenlenmiştir. Bu doğrultuda, içtihat ve doktrin örnekleri incelendiğinde yukarıda detaylıca bahsedildiği üzere baskın görüşün, genel kurul toplantısına ilişkin ilanın internet sitesinde yayımlanmamasının genel kurul kararının konusundan ziyade meydana gelişi ile ilgili olması sebebi ile genel kurul kararının iptalinin gerekip gerekmemesi değerlendirilirken genel kurulun toplantıya çağırılmasına ilişkin ilanın internet sitesinde yayımlanmaması ile ilgili genel kurul toplantısında pay sahiplerinin pay sahipliği ve katılım haklarını kullanma davranışının engellenmesi arasında bir illiyet bağının bulunmasının aranması gerektiği olduğunu söylemek mümkündür. Bu sebeple, genel kurulun toplantıya çağrılmasına ilişkin ilanın internet sitesinde yayımlanması yükümlülüğüne aykırılık hali Kanun'un 1524. maddesi çerçevesinde ilgili genel kurul kararının iptali sebebini oluşturacağının söylenmesi mümkündür.

1. Anonim Şirket Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, KIRCA İsmail, s.228

2. Anonim Ortaklıklarda Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, Prof. Dr. Erdoğan Moroğlu, Onikilevha Yayınları, Güncellenmiş ve Genişletilmiş Sekizinci Baskı, İstanbul 2017, s.376

3. Aynı doğrultuda, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin, 2018/52 Esas, 2018/390 Karar numaralı ve 18.04.2018 tarihli kararı, İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin, 2017/324 Esas, 2019/479 Karar numaralı ve 30.05.2019 tarihli kararı, Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin, 2019/131 Esas, 2020/699 Karar numaralı ve 02.12.2020 tarihli kararı

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.