Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi (“AYM”); 2019/23977 başvuru numaralı ve 15.02.2023 tarihli kararı ile, tahkikat aşaması sürmekte iken gerçekleştirilen ıslah talebinin dosyada mevcut bozma kararının varlığı nedeniyle ıslahın yapılamayacağına yönelik Yargıtay kararının Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim ve makul sürede yargılanma haklarını ihlal ettiğine karar vermiştir.

AYM'nin işbu kararı 32199 sayılı ve 23.05.2023 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanmıştır.

Başvuru Konusu Olay ve Olgular

Olayda başvurucunun eşi, 29.03.2000 tarihinde çıkan yangın sonucu alışveriş merkezinde yanarak hayatını kaybetmiştir. Görevli İş Mahkemesi gerekçeli kararında, maddi zararın kurum tarafından bağlanan gelirle karşılandığını belirtmiş ve bu nedenle maddi tazminat talebini reddetmiş, ancak manevi tazminat talebini kabul etmiştir. Bu karar temyiz edilmiş ve Yargıtay Dairesi tarafından bozulmuştur. Bozma kararıyla birlikte uzman bilirkişi kurulu tarafından maddi destek zararının yeniden hesaplanması istenmiştir. Başvurucu, görevli mahkemeye sunduğu dilekçeyle maddi tazminat talebini ıslah ederek artırmıştır.

Görevli Mahkeme, davayı her ne kadar kabul etmiş olsa da anılan kabul kararının temyiz edilmesi üzerine Daire, başvurucunun bozma kararından sonra ıslah talebinde bulunduğunu Görevli Mahkemece gözden kaçırıldığı gerekçesiyle kararı bozmuştur. Dairenin bozma kararına uyan Görevli Mahkeme, ıslah talebini kabul etmemiş ve temyiz edilen söz konusu karar, 16.04.2019 tarihinde Dairece onanmıştır.

Başvurucu, 16.04.2019 tarihli karara karşı AYM'ye bireysel başvuruda bulunmuştur. 

AYM'nin Kararının İncelenmesi ve Gerekçesi

Bireysel başvuru neticesinde ise, bozma kararından sonra ıslah yapılmasının mümkün olup olmadığı hususu AYM Genel Kurulu tarafından ilk kez ele alınmıştır. AYM, bozma kararının ardından ıslah yapılamayacağı gerekçesiyle ıslah talebinin reddedilmesi nedeniyle başvurucunun Anayasal bir hak olarak korunan mahkemeye erişim hakkına yönelik bir müdahalenin varlığını kabul etmiştir. Müdahalenin ihlal oluşturup oluşturmadığı konusunda ise Anayasa'nın 13. maddesinde öngörülen sınırlamaların haklı sebebe dayanma ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama koşullarının belirlenmesi üzerinde durulmuştur.

AYM kararından yer alan değerlendirmeye istinaden, başvuruya konu olay tarihinde yürürlükte olan 1086 Sayılı mülga Kanun'un 84.madde ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeler Kanunu'nun (“HMK”)  177. maddelerinde “ıslahın yalnızca tahkikatın sona ermesine kadar”  yapılabileceği öngörüldüğü, buna karşın söz konusu maddelerde bozmadan sonra ıslahın mümkün olmadığına yönelik ise açık veya örtülü herhangi bir hükme yer verilmediği tespit edilmiştir. Bozma kararının ardından tahkikatın devam ettiği esnada gerçekleştirilen ıslah taleplerinin her bir somut olay özelinde, uyuşmazlığa özgü koşulların dikkatte alınması gerektiği ve bu hususlar gözetilerek değerlendirme yapılmasının önemini vurgulamıştır.

Bu açıklamalar ışığında bozma kararının ardından bozma kararı uyarınca yürütülen tahkikat esnasında gerçekleştirilen tüm ıslah taleplerinin her ne kadar başvuruya konu yargılama süreci itibariyle ıslah yapılmasına yönelik mevzuatta açık bir engel bulunmamasına rağmen, hiçbir istisnaya yer verilmeksizin, bozma kararından sonra ıslah yapılmasının mümkün olmadığına yönelik Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu kararının Anayasal değerlendirmeler neticesinde kanunilik ölçütüne uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.

Sonuç

Yukarıda açıklanan gerekçelere dayanarak Anayasa'nın 36. maddesi kapsamında güvence altına alınan adil yargılanma hakkı bünyesinde yer alan mahkemeye erişim ve makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

Başvuruda tespit edilen mahkemeye erişim hakkının ihlali sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılanma yapılmasında hukuki yararın bulunduğu kanısına varılmış olup, buna ek olarak makul sürede yargılanma hakkının da ihlal edilmesinden kaynaklı yalnızca ihlal tespiti ile giderilmeyecek olan zararları karşılığında başvurucuya manevi tazminat ödenmesine oybirliği ile karar verilmiştir.

AYM Kararının detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.