Yabancı Hakem Kararlarının Tenfizinde Kesinleştirme Şerhi Gerekli Midir?

ÖD
Ozdirekcan Dundar Senocak Ak Avukatlik Ortakligi

Contributor

A full-service law firm based in Istanbul, acting in professional association with Gide Loyrette Nouel.
Türkiye'de yabancı hakem kararlarının tenfizi için açılan davalarla ilgili olarak doktrin ve yargı kararlarında görüş birliğinin sağlanmadığı pek çok gri alan bulunmaktadır.
Turkey Litigation, Mediation & Arbitration
To print this article, all you need is to be registered or login on Mondaq.com.

Türkiye'de yabancı hakem kararlarının tenfizi için açılan davalarla ilgili olarak doktrin ve yargı kararlarında görüş birliğinin sağlanmadığı pek çok gri alan bulunmaktadır. Uygulamada tarafların karşısına çıkan belirsizliklerden biri de, yabancı bir hakem kararının Türkiye'de icrası için açılan davalarda, hakem kararının kesinleştiğini ortaya koyan bir kesinleştirme şerhinin gerekip gerekmediği meselesidir. Bu yazımızda, Yargıtay uygulaması ve doktrin görüşleri ele alınarak, yabancı hakem kararlarının tenfizinde kesinleştirme şerhinin gerekliliği incelenecektir.

5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un ("MÖHUK") 50. maddesi uyarınca yabancı bir ülkede verilen hakem kararlarının Türkiye'de icra edilebilmesi için kararın yetkili mahkeme önünde tenfiz davası açılarak tenfiz edilmesi gerekmektedir. Tenfiz davasının kabul edilmesi ve yabancı hakem kararının Türkiye'de icra edilebilirlik kazanması için gerekli şartlar hem MÖHUK'ta, hem de 1958 tarihli Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizi için New York Sözleşmesi'nde ("New York Sözleşmesi") düzenlenmiştir. MÖHUK'un 1. maddesi ile Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca, Türkiye'nin tarafı olduğu milletlerarası sözleşme hükümleri kanun hükmünde olup öncelikli olarak uygulanmaktadır. Bu doğrultuda, New York Sözleşmesi tarafı olan yabancı ülkelerde verilen hakem kararları New York Sözleşmesi hükümlerine göre, taraf olmayan yabancı ülkelerde verilen hakem veya mahkeme kararları ise MÖHUK hükümlerine göre tenfiz edilmektedir.

NEW YORK SÖZLEŞMESİ'NE GÖRE HAKEM KARARININ BAĞLAYICILIĞI KAVRAMI

New York Sözleşmesi'nin IV. maddesi, yabancı bir hakem kararının taraf devletlerden birinin mahkemeleri önünde tenfizi için yapılan taleplere hangi belgelerin eşlik etmesi gerektiğini listelemiştir. Buna göre; tenfiz talebinde bulunan tarafın mahkemeye (i) hakem kararının usulüne göre onaylanmış aslını veya aslına uygunluğunu gösteren şartları içeren bir suretini, (ii) tahkim şartının aslını veya aslına uygunluğunu gösteren şartları içeren bir suretini sunması gerekmektedir.

Görüldüğü üzere, tenfiz talebinde bulunan tarafın sunması gereken belgeler arasında kesinleştirme şerhi sayılmamıştır. Ayrıca, New York Sözleşmesi'nin V. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendi uyarınca, tenfizi talep edilen hakem kararının taraflar için henüz bağlayıcı olmadığı veya kararın verildiği ülkede iptal veya icranın geri bırakılması kararı verilmişse, bu iddiaları ispatlamak aleyhine hakem kararı ileri sürülen tarafa düşmektedir.

Tüm bunlar göz önüne alındığında, New York Sözleşmesi kapsamında tenfizi talep edilen yabancı hakem kararının kesinleştiğine ilişkin bir belgenin talep eden tarafından sunulmasının zorunlu olmadığı sonucuna çıkmak mümkündür. Doktrinde de, New York Sözleşmesi'nin V. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde hakem kararının "kesinleşmesi"nden değil, "bağlayıcılığı"ndan söz ediliyor olması, kesinleştirme şerhinin sunulması gerekli belgelerden biri olmadığı yönünde değerlendirilmektedir1.

MÖHUK'A GÖRE HAKEM KARARININ BAĞLAYICILIĞI KAVRAMI

MÖHUK'un tenfiz talebinin reddi sebeplerini düzenleyen 62. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendi uyarınca, hakem kararının tabi olduğu veya verildiği ülke hukuku hükümlerine veya tabi olduğu usule göre kesinleşmemiş ya da icra kabiliyeti veya bağlayıcılık kazanmamış veya verildiği yerin yetkili mercii tarafından iptal edilmiş ise tenfiz talebinin reddedilmesi gerekmektedir.

Dolayısıyla, New York Sözleşmesi'nden farklı olarak MÖHUK'a göre yabancı hakem kararının "bağlayıcı" olmasının yanı sıra, "kesinleşmiş" olması gerekmektedir. Ancak, MÖHUK'un yabancı hakem kararlarının tenfizi için gerekli belgeleri düzenleyen 60. maddesinde kesinleştirme şerhi yer almamaktadır.

Bununla birlikte, yine MÖHUK'un 53. maddesinde yabancı mahkeme kararlarının tenfizi talebi için kesinleşme şerhi açıkça gerekli kılınmıştır. Dolayısıyla her ne kadar m. 62'de hakem kararının tenfizi için kesinleşmiş olması şartı koşulmuşsa da, buna ilişkin herhangi bir belgenin sunulmasının zorunlu olmadığı sonucuna ulaşılabilecektir. Nitekim, bu yaklaşım MÖHUK'un hazırlanmasında esinlenilmiş olan New York Sözleşmesi'nin uygulaması ile de örtüşmektedir.

MAHKEMELERİN YAKLAŞIMI

Yargıtay'ın, New York Sözleşmesi'nce aranan bağlayıcılık şartına ilişkin olarak kesinleştirme şerhinin sunulmasını aramadığı kararları mevcuttur. Örneğin Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016 yılında verdiği kararda2, Hollanda'da verilen ve tenfizi talep edilen hakem kararının, Hollanda Usul Kanunu'na göre kesinleşmiş olduğunu kabul ederek hakem kararının tenfizine karar veren yerel mahkemenin kararını onamıştır.

Tenfizi talep edilen yabancı hakem kararında "kesin karar" olduğuna ilişkin kayıt yer almasının kararın bağlayıcı olduğunu işaret ettiği yönündeki Yargıtay 11. Hukuk Dairesi kararında3 da tenfiz talep eden tarafın kesinleştirme şerhi sunmasının beklendiğine dair herhangi bir ifadeye yer verilmemiştir.

Yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin bir başka kararında4, "New York Sözleşmesi'nin uygulanmasında önemli olan hakem kararlarının nihai olması değil, taraflar için bağlayıcı olmasıdır" cümlesi ile bağlayıcılık kriterinin yerine getirilmesinin kararın kesinleştiğine ilişkin bir belgenin düzenlenmesinden bağımsız olduğu, New York Sözleşmesi'nde "kesinleşme" yerine "bağlayıcılık" niteliğinin öne çıkarılmış olduğu vurgulanmıştır.

Her ne kadar hem doktrinde hem de Yargıtay kararlarında kesinleştirme şerhinin tenfiz talebi ile birlikte sunulması zorunlu olan belgelerden biri olmadığı yönünde bir uygulama olduğu görülse de, kesinleştirme şerhi olmaması nedeniyle tenfiz talebinin reddedildiği yakın tarihli kararlara rastlamak mümkündür. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2024 yılında verdiği bir kararda5 kesinleştirme şerhi sunulmaması nedeniyle tenfiz talebinin reddine karar veren yerel mahkeme kararının isabetli olduğu değerlendirmesine yer verilmiştir.

Yine İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2018 yılında verdiği bir kararla6, yabancı hakem kararının kesinleştiğine ilişkin bir yazı/şerh ibraz edilmemiş olması nedeniyle tenfiz talebi reddetmiştir. Söz konusu karar, Bölge Adliye Mahkemesi ve daha sonra Yargıtay tarafından isabetli bulunmamıştır.

Sonuç olarak, gerek New York Sözleşmesi gerekse MÖHUK kapsamında açılacak tenfiz davalarında yabancı hakem kararının kesinleştiğine dair bir kesinleştirme şerhi sunulması zorunlu olmasa da, kimi mahkemelerin kesinleştirme şerhi sunulmamasını tenfiz talebinin reddi sebeplerinden biri olarak görmeye devam ettiği gözlemlenmektedir. Söz konusu kararlar üst mahkemelerce bozularak kesinleştirme şerhi sunulmamasının tenfizin reddi sebebi olamayacağı belirtilse de, yargılama sürecinin uzamasını önlemek için tenfiz talebinde bulunan tarafın kararın kesinleşmiş olduğuna ilişkin bir kesinleştirme şerhini de talebiyle birlikte mahkemeye sunması yerinde olabilecektir.

1. Kaplan, Y. (2001). Yabancı Hakem Kararlarının Tenfizi Açısından Kesinleşme ve Bağlayıcılık Ölçütlerinin Değerlendirilmesi. Atatürk Üniversitesi Erzincan Hukuk Fakültesi Dergisi, AÜEHF'nin 10. Öğretim Yılına Armağan, Cilt: V, Sayı: 1-4. s. 424

2. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 31.03.2016 tarihli ve 2016/895 E., 2016/2050 K. sayılı kararı

3. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 20.05.2019 tarihli ve 2018/2577 E., 2019/3958 K. sayılı kararı

4. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 11.06.2019 tarihli ve 2017/3469 E., 2019/4259 K. sayılı kararı

5. Ankara BAM 31. Hukuk Dairesi, 22.02.2024 tarihli ve 2024/34 E., 2024/217 K. sayılı kararı

6. İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi, 15.11.2018 tarihli ve 2018/238 E., 2018/1092 K. sayılı kararı

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.

See More Popular Content From

Mondaq uses cookies on this website. By using our website you agree to our use of cookies as set out in our Privacy Policy.

Learn More