Ekonomik Yaptırımlar ve Türk Şirketlerine Uygulanabilirliği

K
Kesikli Law Firm

Contributor

Kesikli is an internationally recognized law firm that is regularly rated as one of the leading law firms in Turkey by the independent legal guide Legal500. Kesikli has made a name for itself as an international boutique law firm that exceeds its clients’ various needs with a personalized touch. Kesikli serves a diverse client base, from global corporations to small, entrepreneurial companies and individuals in a range of transactional, litigious, and regulatory matters. Through its involvement as counsel to investors, contractors, project developers, trading companies, and private individuals, Kesikli established a trustworthy reputation as the provider of tailored legal solutions in the areas of Corporate and Commercial Law, Energy Law, Real Estate and Construction Law, Intellectual Property, Employment Law, Litigation, Arbitration and Private Client Solutions on contentious and non-contentious matters.
Siyasi, ekonomik ve hukuki gelişmeler doğrultusunda küresel ticaret ve ekonomi giderek daha da girift bir hale gelmekte olup uluslararası ticaret...
Turkey International Law
To print this article, all you need is to be registered or login on Mondaq.com.

Siyasi, ekonomik ve hukuki gelişmeler doğrultusunda küresel ticaret ve ekonomi giderek daha da girift bir hale gelmekte olup uluslararası ticaret yapan şirketlerin ABD ve AB yaptırımları ile ihracat kontrol rejimleri gibi karmaşık düzenleyici gerekliliklerle başa çıkması zaruri bir hale gelmiştir. Ticari çevrelerde her ne kadar yaptırımlara ve ihracat kontrol rejimlerine dair kuralların yalnızca yaptırımları veya düzenlemeleri uygulayan ülkelerin vatandaşlarına ve yerleşim yeri sahiplerine uygulandığı gibi yanlış bir algı bulunsa da, aslında ilgili kuralların yetki kapsamı ve uygulanabilirliği çok daha geniştir. İlgili kanunların ve kuralların uygulanmasını tetikleyecek bağlantı, ilgili işlem tarafları ABD veya AB'de bulunmasalar dahi, kolaylıkla kurulabilecek durumdadır. Bahsi geçen yasalar, ulusal güvenliği koruma ve dış politika hedeflerini ilerletme gibi kritik amaçlar taşısalar da, bu kuralların uygulanması uluslararası faaliyet gösteren işletmeler için önemli zorlukları da beraberinde getirmektedir. Bu kuralların Türk kişilerine ve şirketlerine nasıl uygulanabilir olduğunun anlaşılması, gerekli uyumun sağlanabilmesi için hayati önem taşır. Özellikle gündemde olan Rusya ve İran yaptırımları kapsamında Türk şirketlerinin bu konuda oldukça hassas davranması gerektiği aşikardır. Bu yazımızın amacı, söz konusu farkındalığın arttırılarak uluslararası ticaret yapan kişi ve kurumların güvenli bir şekilde ticaretlerine devam edebilmeleri için dikkat etmeleri gereken hususların altının çizilmesidir.

  1. Yaptırımlar ve İhracat Kontrolleri Arasındaki Farklılıklar

Yaptırımlar, belirli ülkelere, kuruluşlara veya bireylere karşı ticari, yatırım ve diğer sektörler veya bireysel faaliyetler kapsamında, ilgili faaliyetleri kısıtlamak amacıyla alınan siyasi ve ekonomik kararlardır. Bu kararlar genellikle, insan haklarının korunması veya yasa dışı faaliyetlerin önlenmesi gibi dış politika hedeflerine ulaşmak için alınmaktadır.

Diğer yandan ihracat kontrolleri ise öncelikle ulusal güvenlik, yayılmanın önlenmesi (nükleer silahlar vb.) ve dış politika gibi nedenlerle özel teknolojilerin, malların, yazılımların ve özel kabul edilen hizmetlerin ihracatını, yeniden ihracını ve transferlerini düzenlemektedir. Bu kontroller, çeşitli ürün sınıflarını kapsar şekilde geniş kapsamlı olabileceği gibi belirli ürünlere odaklanan çok spesifik kontroller de olabilmektedir.

  1. İlgili Makamlar ve Mevzuat

Amerika Birleşik Devletleri : Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi (“OFAC”), ABD dış politikasına dayalı ekonomik ve ticari yaptırımları yönetmekte ve uygulamaktadır. ABD Ticaret Bakanlığına bağlı Sanayi ve Güvenlik Bürosu (“BIS”), İhracat İdaresi Regülasyonları (“EAR”) aracılığıyla ABD ihracat kontrollerini denetlemektedir.

Avrupa Birliği : Avrupa Konseyi, üye devletler tarafından getirilen ticari, finansal işlemler ve diğer işletmesel faaliyetler için getirilen kısıtlamaları yürürlüğe koymaktadır. AB kapsamındaki ihracat kontrollerinin denetimi ise çift kullanımlı ürünlerin (“Dual-use Items”) ihracatını düzenleyen AB Çift Kullanım Yönetmeliği çerçevesinde yürütülmektedir.

  1. Yaptırımlar ve İhracat Kontrolleri

Yaptırımlar büyük ölçüde değişiklik gösterebilmekle birlikte yaygın olarak şunları kapsamaktadır:

• Mal ve hizmet ambargoları gibi ticari kısıtlamalar. • Mal varlıklarının dondurulması ve finansal piyasalara erişimin kısıtlanması gibi ekonomik yaptırımlar. • Enerji, askeri ve mali hizmetler endüstrileri gibi belirli sektörleri hedef alan sektörel yaptırımlar.

İhracat kontrolleri genellikle düzenlemeye tabi belirli mal ve teknolojileri listeleyerek şirketlere kontrol altındaki bu hizmet kalemlerini ihraç veya yeniden ihraç etmeden önce lisans alma zorunluluğu getirmektedir.

  1. Türk Şirketlerine Uygulanabilirlik / Uygulanabilirlik Bağlantısı

ABD ve AB yaptırımlarının ve ihracat kontrollerinin Türk şirketlerine uygulanabilirliğini belirleyen birkaç potansiyel bağlantı veya bağlantı noktası şu şekilde sayılabilir: • ABD veya AB Menşeili Mallar ve Teknolojiler: Bir Türk şirketi ABD veya AB menşeili ürünler, teknolojiler veya hizmetler kullanıyorsa, özellikle bu ürünler ambargo uygulanan ülkelere veya bölgelere yeniden ihraç ediliyorsa, bu yargı alanlarının düzenlemeleri geçerli olacaktır.

  • ABD veya AB Finansal Sistemleri İçeren İşlemler : ABD veya AB finansal sistemlerinden geçen işlemlerde bulunmak (ABD veya AB bankaları aracılığıyla gerçekleştirilen ABD doları veya Euro cinsinden işlemler gibi) Türk şirketlerini ilgili yaptırım ve ihracat kontrollerine maruz bırakabilmektedir.
  • Yaptırım Uygulanan Kuruluşlar ve Kişilerle İş Yapmak : Türk şirketleri, doğrudan veya dolaylı olarak ABD veya AB yaptırım listelerinde yer alan kuruluşlar veya kişilerle iş yapıyorsa, ilgili yaptırım düzenlemelerine uymak zorundadır.
  • Yaptırım Uygulanan Ülkelerdeki Faaliyetler veya Bu Ülkelerle Yapılan İşlemler : ABD veya AB yaptırımlarına tabi ülkeleri içeren tüm ticari faaliyetler veya işlemler uyum yükümlülüklerini ve gereksinimini beraberinde getirebilmektedir.

Örnekler • Teknoloji İhracatı Örneği: Bir Türk teknoloji firması ABD menşeili şifreleme teknolojisini kullanarak yazılım geliştirmektedir. Firma, bu yazılımı ABD ambargosu altındaki bir ülkeye ihraç etmek istiyorsa, öncelikle İhracat İdaresi Regülasyonları uyarınca ABD ihracat lisansı almalıdır.

  • Finansal İşlem Örneği : Bir Türk bankası üzerinden İran'dan satın alınan petrol için ödeme yapılmaktadır. Bu ödemeler, ABD doları cinsinden yapılıyorsa, işlemlerin alışılageldiği suretiyle ABD finans kurumlarından geçmesi gerekecek ve böylece Türk bankası ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarına tabi olacaktır.
  • Bileşen Yeniden İhracatı Örneği: Bir Türk elektronik ekipman üreticisi, ürünlerinde AB menşeili kapasitörler kullanmaktadır. Bu üretici, ürünleri Rusya'daki bir firmaya, özellikle de askeri nitelikteki son kullanıcılara satarsa, son kullanıcı ve varış noktasının taşıdığı hassasiyet nedeniyle AB ihracat kontrollerine uymalı ve ihracat lisansı alma zorunluluğu ihtimaliyle karşı karşıya kalmaktadır.
  • Dolaylı İşlem Örneği: Bir Türk ticaret şirketi, Suriye'de yaptırıma tabi bir kuruluştan tarımsal ürün sarışına aracılık etmektedir. Ticaret şirketi, yaptırım uygulanan Suriyeli kuruluş ile doğrudan etkileşime girmese bile, bu dolaylı katılım ve bağlantı, Türk ticaret şirketi açısından AB yaptırımlarına uyulmasını gerektirecektir.

OFAC Yaptırımlarının Farkında Olunması Bir şirketin ABD yasalarına açıkça tabi olmadığı durumlarda bile ABD makamları, özellikle de Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi (OFAC) tarafından, stratejik tehdit alanlarını kapsayan işlemlerde yer alan kişi veya kuruluşlar belirlenebilir ve bu doğrultuda yaptırıma maruz bırakılabileceğini unutmamak gerekir. Bu belirleme ve yaptırıma tabi tutma süreci, ABD'nin ulusal güvenliğini tehdit eden veya dış politika hedefleriyle bağdaşmayan faaliyetlerde bulunduğuna inanılan kişilerin belirlenmesini ve listelenmesini içermektedir. Bu kişi ya da kuruluşların belirlenmesinin ardından kısıtlama ve yaptırıma tabi tutulmak suretiyle ABD'de yerleşik kişi ve şirketler ile beraber iş yapmaları etkin bir şekilde yasaklanmaktadır. Bu durum, potansiyel olarak yaptırıma tabi faaliyetlere farkında olmadan katılmaktan kaçınmak için özenli uyum çabalarına duyulan ihtiyacın altını çizmektedir.

  1. Uyum İçin Adımlar: Yaptırımlar ve İhracat Kontrolü İhlallerinden Nasıl Kaçınılabilir?

Uyum Programları: Çalışanların eğitimi, rutin kontroller ve iç denetim programlarını içeren uyum programlarının hazırlanması ve uygulanması. Sürekli Uyum Denetimi: İlgili yaptırımlara ve ihracat kontrollerine uygunluğu sağlamak adına tüm uluslararası ticari faaliyetlerin kapsamlı ve sürekli olarak incelenmesi ve denetlemelere tabi tutulması. Durum Tespiti: Yaptırım uygulanan kuruluşlar veya ülkelere ilişkin potansiyel riski belirlemek için işlem taraflarının tümü ve tedarik zincirleri üzerinde kapsamlı durum tespitlerinin yapılması. Uyum Eğitimi: Çalışanların ABD ve AB yaptırımları ve ihracat kontrollerinin gereklilikleri konusunda düzenli olarak eğitilmesi ve yasaklı işlemlerin çalışanlar tarafından tanınmasının ve alaşılmasının sağlanması ve bu doğrultuda olası yaptırımlardan kaçınılması gerektiğinin vurgulanması. Hukuki Danışmanlık Hizmeti: Karmaşık nitelikteki durumları yorumlamak ve mevzuat değişikliklerinden bilgi sahibi olmak adına uluslararası ticaret hukuku alanında uzmanlaşmış hukukçulardan düzenli olarak danışmanlık hizmeti alınması. Yazılımı Kullanımı: Müşterilerin ve işlemlerin uluslararası yaptırım listelerine göre otomatik olarak kontrolünü sağlamak adına gelişmiş tarama yazılımlarının kullanılması. Dokümantasyon ve Kayıt Tutma: Bir denetim veya soruşturma ihtimaline karşı uyum çalışmalarını göstermek amacıyla durum tespiti, risk değerlendirmesi, uyum programları, eğitimlere dair belgeler ve lisans başvuruları dahil olmak üzere tüm uyum sürecinin ayrıntılı kayıtlarının tutulması. Şirketler, bu adımlar aracılığıyla özenli bir uyum süreci izleyerek ABD ve AB yaptırımlarının ve ihracat kontrollerinin karmaşık ortamında etkili bir şekilde yol alabilir, potansiyel riskleri asgariye indirebilir ve uluslararası faaliyetlerine mevzuata uygun şekilde devam edebilirler.

  1. Sonuç

Küresel çapta faaliyet gösteren Türk şirketleri için ABD ve AB yaptırımlarına ve ihracat kontrollerine dair farkındalığı arttırmak ve söz konusu yaptırımlar ve ihracat kontrolleri ile başa çıkabilmek yalnızca bir gereklilik değil aynı zamanda pratik ve stratejik bir zorunluluk halini almıştır. Şirketler, uyum süreçlerini proaktif şekilde yöneterek risklerini azaltabilir ve ticari operasyonlarını bu doğrultuda şekillendirerek ticari varlıklarını koruyabilirler. Farkındalık, özenli ve sürekli denetim ve eğitim, yaptırımlara uyum programlarının hazırlanması ve uygulanması bu karmaşık düzenlemeler içerisinde doğru yolu bulmanın temelini oluşturmaktadır.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.

See More Popular Content From

Mondaq uses cookies on this website. By using our website you agree to our use of cookies as set out in our Privacy Policy.

Learn More