COVID-19 salgını tüm dünyada devam etmekte ve pek çok kişinin hastalanmasına neden olmaktadır. Böylesine yaygın bir salgında işverenler tarafından en çok sorulan soru, çalışanlarında COVID-19 tespit edilmesi halinde ne yapmaları gerektiğidir. Bu konu ile ilgili soruların cevaplarını işverenlere yardımcı olması ve yol göstermesi amacıyla aşağıdaki tabloda derledik.

Çalışanın COVID-19 hastalığı şüphesi bulunuyorsa çalışan ne yapmalıdır, hastalık hakkında kimlere bildirimde bulunulacaktır?

  • Eğer işyeri sağlık personeli mevcutsa;
    • COVID-19 hastalık şüphesi bulunan çalışan, maske takmak suretiyle işyeri sağlık personeline gitmeli ve işyeri hekimi tarafından değerlendirilmesi yapılmalıdır.
    • İşyeri hekimi tarafından çalışanın COVID-19 şüphelisi olarak değerlendirilmesi halinde daha önceden belirlenen ve enfeksiyonun yayılmasını önleyecek nitelikte olan bir alanda, diğer çalışanlardan izolasyonu sağlanmalıdır.
    • İşveren tarafından İlçe Sağlık Müdürlüğü'ne ivedilikle haber verilmelidir.
    • İşyeri hekiminin kanaatine göre çalışan hastanelere yönlendirilebilir.

  • Eğer işyeri sağlık personeli mevcut değilse;
    • İşveren doğrudan İlçe Sağlık Müdürlüğü ile iletişime geçmelidir. İlk etapta bulgu takibi yapılacağı için COVID-19 şüphelisi çalışanın hastanelere başvurması önerilmez. Kişinin temas durumuna göre karantina önerisinde bulunulacaktır.
    • İlçe Sağlık Müdürlüğü ve diğer ilgili yetkili kurum/kurumlar tarafından belirtilen önlemler yerine getirilir.

Hastalıktan etkilenen çalışanın atıkları için ne yapılması gerekir?

  • Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın 07.04.2020 tarihli 2020/12 numaralı yönetmeliği uyarınca maske, eldiven ve diğer kişisel hijyen malzemelerinin biriktirilmesi için bina giriş ve çıkışlarında ve ortak alanlarda atık kutusu bulunmalıdır. Bunların üzerinde, bu atık kutularına maske, eldiven ve diğer kişisel hijyen malzemelerinin atılacağına ilişkin yazı ve/veya görseller olmalıdır. Atık kutularının içindeki atık torbalarının ağzı sıkı bir şekilde kapatılmalı ve bu torbalar ikinci bir torbanın içine konulmalıdır. Torbalar daha sonra kapalı bir ortam olan, insanlardan ve hayvanlardan uzak, doğrudan güneş almayan, geçici depolama alanında en az 72 saat bekletilmelidir. Bu aşamadan sonra atıklar çöp kutularına atılabilir.
  • İşletmelerin revir ve diğer tıbbi birimlerinde oluşan atıklar tıbbi atık olarak değerlendirilir. Tıbbi atıkların diğer atıklar ile karışması engellenmelidir ve tıbbi atıklar İSTAÇ ile yapılacak anlaşma uyarınca toplanır.

Çalışanın COVID-19 hastalığı tanısı bulunuyorsa kimlere bildirimde bulunulacaktır?

  • İşveren tarafından İl/İlçe Sağlık Müdürlüğü'ne ivedilikle haber verilir.
  • Enfekte olduğu doğrulanmış çalışanın ayrılmadan önce temas etmiş olabileceği diğer çalışanların maske takması sağlanarak işyeri sağlık personeline bilgi verilir. Enfekte çalışanın temas ettiği diğer çalışanlar tespit edilerek Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi 184 aranarak yetkilinin verdiği talimatlar izlenmelidir.

Hastaneye yönlendirilen çalışan, hastalık belirtisi göstermiyorsa işe dönebilir mi?

  • Hastane, eğer çalışanın 14 gün karantinada kalmasını önermişse çalışanın belirtilen süre boyunca karantinada kalması gerekir.

Çalışanın raporlu (hastaneden alınan sağlık raporu çerçevesinde) olduğu dönemde işveren ücret öder mi?

  • Çalışanın raporlu olduğu süre boyunca iş sözleşmesi askıda kalacağı için işveren ücret ödemez. Çalışan iş göremezlik ödeneği alır. Ödeneğin alınması için işverenin raporu SGK'ya bildirmesi gerekir. SGK, raporu onaylarsa PTT şubelerine veya e-Devlet üzerinde tanımlı banka hesabına ödemede bulunur.
  • Eğer işyerinde KÇÖ uygulaması var ise raporlu süre için kısa çalışma ödeneği kapsamında ek bir ödeme alınmaz.
  • Eğer işyerinde ücretsiz izin uygulaması var ve çalışan bu uygulamaya tabi ise çalışan nakdi ücret desteği alamayacaktır.

Karantinadaki raporlu çalışan, uzaktan çalışabilir mi?

  • Çalışanın raporlu olduğu süre boyunca iş sözleşmesi askıda kalacağı için çalışan çalışamaz. Hastaneden alınan raporda “14 gün sonra işe gelmeden önce de çalışabilir” gibi bir ifade olması durumunda uzaktan çalışılabilir.

Hastaneler rapor vermekten kaçınabilir mi?

  • Eğer gerekli koşullar sağlanmışsa hastaneler/aile hekimleri iş göremezlik raporu vermekten kaçınamaz. Böyle bir durum söz konusu ise 184 aranarak durum bildirilebilir.
  • Ancak hekimler, değerlendirmeleri sonucu rapor verilmesine gerek olmadığı kanaatinde iseler rapor vermezler.

Çalışan rapor almaz veya alamaz ise, karantinada çalıştırılması mümkün müdür?

  • Mümkündür. Ancak bu durum ileride çıkabilecek bir uyuşmazlıkta işverenin aleyhine sonuç doğurabilir. Bu nedenle durumu anlatan, çalışanın 14 gün boyunca evden çalışma konusundaki iradesini belirten tutanak tutulması yerinde olacaktır.

Çalışanların test sonuçlarının, ateş ölçüm değerlerinin vs. saklanması Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'na uygun mudur?

  • Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca sağlık verileri, özel nitelikli kişisel veri niteliğindedir. Bu verilerin işveren tarafından işlenmesi için, örneğin saklanması veya verileri paylaşması için, ilgili kişinin açık rızası aranmakla beraber sır saklama yükümlülüğü altında bulunan işyeri hekimleri açık rıza aranmaksızın kamu sağlığı ve güvenliğini sağlamak amacıyla bu verileri işleyebilir. Bu durumda iş yeri hekimlerinin verileri işlemesi, örneğin saklaması veya paylaşması, kanuna uygun olacaktır.
  • Kişisel Verileri Koruma Kurumu'nun 27.03.2020 tarihli kamuoyu duyurusunda da işverenlerin sağlık verilerinin işlenmesi bakımından çalışanın açık rızasını alma yoluna gidebileceği gibi çalışanların da kendi rızaları ile hastalık bildirimi yapabileceği belirtilmiştir. “Açık rıza dışındaki şartlar dâhilinde ise, sağlık verilerinin iş yeri hekimleri tarafından işlenmesi söz konusu olacaktır ” denilerek işyeri hekimlerinin açık rıza almaksızın verileri işleyebileceği belirtilmiştir.

Sağlık verileri işlenirken ilgili kişiye bilgilendirmede bulunulmalı mıdır?

  • Aydınlatma yükümlülüğü kapsamında ilgili kişiyi işverenin (kişisel verileri işleyen veri sorumluları) bilgilendirmesi gerekir. Kişisel verilerin toplanma amacı ve ne kadar süreyle saklanacağı hususu da dahil olmak üzere, uygulanan önlemler konusunda şeffaf olunmalıdır. Verilerin işlenmesi hakkında kısa, kolay erişilebilir, anlaşılır, açık ve sade bir dil kullanılması suretiyle bilgi sağlanmalıdır.

İlçe Sağlık Müdürlüğüne yapılacak bildirimler için çalışanın onayını almak gerekir mi?

  • KVKK tarafından yapılan kamuoyu duyurusunda Kanun'un 8 inci maddesi ve bulaşıcı hastalıklara ilişkin ilgili diğer kanunlarda yer alan hükümler çerçevesinde, bildirime esas bulaşıcı hastalıkları taşıyanlara ilişkin kişisel veriler, işveren tarafından ilgili makamlar ile paylaşılabileceği düzenlenmiştir.  Dolayısıyla açık rıza olmaksızın işyeri hekimi tarafından yapılabileceği söylenebilir.

Başvurulan işyeri sağlık personeli ve personelin çalıştığı mekân için tedbir almak gerekir mi?

  • İşyeri sağlık biriminde görev yapan personelin kişisel hijyeni ve görev yapılan fiziki mekânın dezenfeksiyon işlemi gerçekleştirilmelidir.

Eğer çalışanın COVID-19 hastası olduğu doğrulanırsa diğer çalışanlar ve işyeri için hangi önlemlerin alınması gerekir?

  • İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uyarınca işveren, çalışanlarının sağlığının ve güvenliğinin sağlanması amacıyla gereken her türlü önlemi almakla yükümlü kılınmıştır.
  • Bu kapsamda sektörel bazda alınması gereken önlemler Sağlık Bakanlığı'nın COVID-19 Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi'nde düzenlenmiştir.
  • Diğer çalışanlar da bu durumda COVID-19 şüphelisi olacağı için ilk soruda belirtildiği üzere gerekli yollar izlenmelidir.
  • Diğer çalışanlara COVID-19 testi İlçe Sağlık Müdürlüğü uygun görürse yapılacaktır.

İşverenin, diğer çalışanları, işyerinde COVID-19 tespit edildiği ile ilgili bilgilendirme yükümlülüğü var mıdır? Varsa, bu bilgilendirmede nelere dikkat edilmelidir?

  • İşyerinde COVID-19 tespit edilmişse, işveren bilgilendirme yükümlülüğü kapsamında çalışanları bilgilendirmelidir.
  • Kişisel Verileri Koruma Kurumu'nun 27.03.2020 tarihli kamuoyu duyurusunda belirttiği üzere bilgilendirme yapılırken bireylerin isimlerinin verilmesinin gerekmeyeceği gibi gereğinden fazla bilgi de verilmemelidir. Koruyucu tedbirlerin alınması açısından virüsün bulaştığı çalışanın/çalışanların isminin açıklanmasının zorunlu olduğu hallerde ilgili çalışanların bu hususta önceden bilgilendirilmesinde fayda görülmektedir. Zorunlu olmadığı sürece şirket içi seviye ya da ekip gibi çalışanın kim olduğunun tespitini doğrudan sağlayacak detaylar paylaşılmamalıdır.

Bir işveren, bir çalışanın virüs taşıdığını meslektaşlarına/diğer çalışanlarına açıklayabilir mi?

  • İşveren, vakalar hakkında personeli bilgilendirmelidir. Bilgilendirme yapılırken bireylerin isimlerinin verilmesinin gerekmeyeceği gibi gereğinden fazla bilgi de verilmemelidir. Koruyucu tedbirlerin alınması açısından virüsün bulaştığı çalışanın/çalışanların isminin açıklanmasının zorunlu olduğu hallerde ilgili çalışanların bu hususta önceden bilgilendirilmesinde fayda görülmektedir. İşverenin, çalışanlarının sağlık ve güvenliğini sağlama ve aynı zamanda özen yükümlülüğünü yerine getirme sorumlulukları bulunmaktadır.
  • Bu kapsamda ilk etapta işverenler tarafından örneğin “…Genel Müdürlük binamızın 5. katında çalışan bir arkadaşımızın COVID-19 testinin pozitif çıktığını bildirmek isteriz. Testi pozitif çıkan arkadaşımızın binada bulunduğu tarihler dikkate alınarak, arkadaşımızla temasta bulunan kişiler tespit edilerek kendilerini durum hakkında bilgilendireceğiz…” şeklinde açıklamalarda bulunulması yoluna gidilebilir.
  • Yukarıdaki örnekte olduğu gibi, bir kurum, kuruluş veya şirket içerisinde yapılacak duyurularda çalışanlara COVID-19 enfekte bir çalışanın bulunduğu, evden çalıştığı ya da izinde olduğu belirtilmeli; ancak zorunlu olmadığı sürece şirket içi seviye ya da ekip gibi çalışanın kim olduğunun tespitini doğrudan sağlayacak detaylar paylaşılmamalıdır.
  • Bundan sonra ise çalışanın sağlık kuruluşlarına ve İşverene COVİD pozitif olduğunu ve irtibatta olduğu kişileri bildirim yükümlülüğü bulunmaktadır.
  • İşverenin işyeri sağlığını sağlama ve çalışanları koruma yükümlülüğü bulunmakla birlikte aynı zamanda hasta olan kişinin temel hak ve özgürlüklerini ve “psikososyal risklerden”  koruma yükümlülüğü de bulunmaktadır.
  • Bu durumda işyerinde işyeri hekimi varsa onun tarafından, atanmış sorumlu personel tarafından (iş yerinde 10 ve daha fazla personel çalışıyorsa COVID-19'dan sorumlu bir personel görevlendirilmesi gerekir);
  • Hastalık belirtisi olan/pozitif olan çalışandan, Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanmış formlarda yer alan bilgilerin alınması ve bu bilgiler alınırken “temasta bulunduğum ……………….. çalışma arkadaşlarımın/kişilerin sadece kendilerine, ismimi vererek bildirimde bulunabilirsiniz”  şeklinde  beyanının alınması doğru olacaktır.
  • Doğrudan temasta bulunulmayan çalışanlar açısından ise işyeri hekimi isim vermeden bilgilendirme yapmalı, herhangi bir hastalık belirtisinin ortaya çıkması halinde kendisiyle irtibata geçmesini istemelidir. İşyerinde işyeri hekimi mevcut değil ise sorumlu personel bu görevi üstlenmelidir.
  • Çalışan, yukarıda bahsi geçen beyanda bulunmak zorunda değildir. Bu takdirde işyeri hekimi/sorumlu personel tarafından genel bir açıklama ve bildirim yapılabilir.
  • Çalışan, yukarıda bahsi geçen beyanda bulunursa, temasta bulunduğu kişilere kendisinin ismi verilerek bildirim yapılabilir. Bu bildirimin yazılı olarak verilecek bir gizlilik beyanı karşılığında yapılması uygun olur.

Diğer çalışanlar kendilerinde de belirtiler çıktığında bunu bildirmekle yükümlü müdür?

  • 6331 Sayılı Kanun m.19/1'e göre, işveren gibi çalışanlar da iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitimler ve işverenin bu hususta verdiği talimatlar çerçevesinde; kendilerinin, hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlüdür. Ayrıca m.19/2-c bendine göre iş yerinde sağlık ve güvenlik yönünden ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştığında durumu derhal işveren ve çalışan temsilcilerine bildirmekle yükümlü olan işçi, iş yerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak zorundadır.
  • Dolayısıyla yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde çalışanlar, kendisi veya çevresinde bir hastalık tespit edildiğinde işverene bildirmekle yükümlüdür.

Çalışanda COVID-19 tespit edilirse diğer çalışanların işten kaçınma hakkı var mıdır?

  • İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uyarınca ciddi ve yakın bir tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar tehlikeyi giderecek tedbirler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınabilir. COVID-19 da hükümdeki tehlikenin kapsamında kaldığından çalışanlar işten kaçınma hakkına sahiptir.
  • İş sözleşmesiyle çalışanlar, talep etmelerine rağmen gerekli tedbirlerin alınmadığı durumlarda, tabi oldukları kanun hükümlerine göre iş sözleşmelerini haklı nedenler ile feshedebilir.
  • Çalışanların çalışmaktan kaçındığı dönemdeki ücreti ile kanunlardan ve iş sözleşmesinden doğan diğer hakları saklıdır.

COVID-19'a yakalanmak iş kazası olarak değerlendirilebilir mi?

  • Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'nın 07.05.2020 tarihli 2020/12 numaralı genelgesi nedeniyle COVID-19 kapan işçilerin durumunun iş kazası veya meslek hastalığı olarak değerlendirilmeyeceği yorumu yapılmaktadır. Söz konusu genelgedeki ifadenin yerinde olmadığı belirtilmektedir. Biz de, kanuni tanımlar itibariyle, bu görüşe katılmaktayız. Şöyle ki, meslek hastalığından, yapılan işin niteliğinden veya yürütüm şartlarından dolayı yakalanılan bir hastalık olması halinde söz edilebilecektir. İş kazası ise işyerinde veya işin yürütümü nedeniyle hastalığa yakalanılmışsa ve iş yerinde veya işin yürütümü nedeniyle bu hastalığa yakalanıldığı konusunda uygun illiyet bağından bahsedilebiliyorsa söz konusu olur. Bu halde yapılan işin niteliğinden veya yürütüm şartlarından dolayı COVID-19'a yakalanılıyorsa meslek hastalığından; işyerinde veya işin yürütümü nedeniyle işçilerin COVID-19'a yakalanması hallerinde, uygun illiyet bağı kurulabiliyorsa, iş kazasından bahsetmenin mümkün olduğu kanaatindeyiz.
  • Ayrıca Yargıtay'ın domuz gribine yakalanan bir işçinin durumunda iş kazasının mevcut olduğuna hükmettiği bir kararı da mevcuttur. Yargıtay'ın COVID-19'a konu bir uyuşmazlıkta da benzer yönde karar vermesi olasıdır.
  • Bütün bu açıklamalar ışığında işçilerin COVID-19'a yakalanması halinin uyuşmazlığa konu olması durumunda COVID-19'un mahkemelerce meslek hastalığı veya iş kazası olarak değerlendirilmesinin ve SGK genelgesinin aksine hüküm verilmesinin yüksek bir ihtimal olduğunu düşünüyoruz.

COVID-19 tanısı ile tedavisi yapılan çalışanın işe dönüşünde neler yapılması gerekmektedir?

  • Tedavisi yapılan çalışan, sağlık kuruluşu tarafından işe başlamasında sakınca bulunmadığına dair (işe dönüş) rapor ile işverenini bilgilendirerek işine devam eder. İstenmesi halinde işyeri hekimi tarafından sağlık muayenesi yapılması sağlanır.

İş yerinde COVID-19 salgının kontrolü amacıyla bir görevlinin belirlenmesi gerekir mi?   

  • Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılan “COVID-19 Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi” uyarınca iş yerinde 10 ve daha fazla personel çalışıyorsa COVID-19'dan sorumlu bir personel görevlendirilmelidir.
  • Görevlendirilecek kişi “İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu” tarafından belirlenen tercihen hekim veya sağlık personeli olmalıdır. Bu koşulun sağlanamadığı durumlarda işveren veya temsilcisi tarafından belirlenen bir çalışan, COVID-19 hastalığı konusunda bilgilendirilmeli ve görevlendirilmelidir.

İş yerinde COVID-19 salgınının kontrolü için görevlendirilecek olan personelin görevleri nelerdir?

  • Görevlendirilecek olan personelin görevleri aşağıdaki gibidir.
  • İş yerinde alınacak çevre temizlik ve dezenfeksiyon önlemlerini takip etmek,
  • Zorunlu haller dışında şantiyelerde görevli olmayan kişilerin çalışma alanlarına alınmasını engellemek,
  • İş yerinde personelin sıklıkla kullandığı görünebilir yerlere Sağlık Bakanlığınca yayınlanan COVID-19'dan korunmaya yönelik posterlerin asılmasını ve çalışanlara broşürlerin dağıtılmasını sağlamak,
  • Günlük ateş, öksürük ve solunum sıkıntısı olanları belirlemek için çalışanların takibini yapmak,
  • Ateş, öksürük ve solunum sıkıntısı gelişen çalışanların kendisine haber vermesini sağlayacak yöntemi (telefon, telsiz, önceden belirlenmiş bir noktaya müracaat vb.) belirlemek,
  • COVID-19 vakası şüphesi oluştuğunda iş yeri sağlık birimi ve il/ilçe sağlık müdürlüğü ile temasa geçmek.

 

Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin E. 2018/5018 K. 2019/2931 numaralı, 15.4.2019 tarihli kararı

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.