I. İTHALATÇININ SORUMLULUĞU

1. İthalatçı kimdir?

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3/1-e maddesi hükmünde ithalatçı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere mal veya hizmetleri ya da bu malların hammaddelerini yahut ara malların ticari veya mesleki amaçlarla ithal ederek satım, kira, finansal kiralama veya benzeri bir yolla piyasaya süren gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder. Bu tanımda 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3-j maddesinde tanımlanan ithalatçı kavramından farklı olarak ithalatçının yurt dışından aldığı malı hangi hukuki sebeple piyasaya sürdüğünün bir önemi yoktur, yeter ki bu işi ticari veya mesleki amaçla yapmış olsun.1

2. 28.05.2014 tarihinden sonraki satışlarda (6502 TKHK döneminde) İthalatçının Sorumluluğu;

Önemle ifade etmek gerekir ki; 6502 sayılı TKHK sisteminde ithalatçının ayıptan sorumluluğu sınırlandırılmış olup, ithalatçı tüketicinin sözleşmeden dönme ve bedel iadesi taleplerinden doğrudan sorumlu değildir. Bu yaklaşımın benimsenmesinin altında yatan gerekçe ise sözleşmenin nispiliği ilkesidir. Buna göre, tüketici satım sözleşmesini satıcı veya bayi ile yapmakta olup, anılan sözleşmenin tarafı olmayan ithalatçının sözleşmenin tarafıymış gibi sözleşmeden dönme ve bedel iadesi-ki bu talep sözleşmenin tarafına yöneltilebilir-taleplerinden sorumlu olması kabul edilmemiştir.

Yargıtay 13.Hukuk Dairesi'nin 2016/12992 E., 2017/11122 K. Sayılı ve 14.11.2017 tarihli ilamı;

"İthalatçı olan davalı B.Oto ile davacı arasında sözleşme ilişkisi bulunmamakta olup; talep de aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi yahut ücretsiz onarım değildir. Edimini yerine getirmeyen ve ortadan kaybolan satıcıya ödenen paranın iadesi istemidir. Hal böyle olunca anılı davada satıcı dışında ithalatçı B.Oto yönünden davanın kabulü mümkün değildir."

şeklindedir.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesi'nin 2018/1185 E., 2019/12 K. Sayılı ve 10.01.2019 tarihli ilamı;

"6502 Sayılı Kanunun 11/2. maddesine gereğince ; ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları satıcının yanında, üretici ve ithalatçıya karşı da kullanılabilecek olup, sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talepleri ise üretici ve ithalatçıya yöneltilemeyecektir. Sözleşmeden dönme ve bedel iadesi akdi ilişkinin tarafı olan satıcıdan talep edilebilecektir."

şeklindedir.

İthalatçının tüketicinin sözleşmeden dönme ve bedel iadesi taleplerinden sorumlu olmamasının istisnası ise zorunlu garantiden doğan sorumluluğunda doğmaktadır. İthalatçının garanti belgesi uyarınca tüketiciye karşı servislerin bakım ve onarım hizmetlerinden kaynaklanan sorumluluğu asgari 2 (iki) yıldır. Bu süre, malın teslim tarihinden itibaren başlamaktadır. Bu kapsamda, 6502 sayılı TKHK, ithalatçıyı onarım hakkını kullanan tüketicinin bu talebi yerine getirmekle de sorumlu tutmuştur. Buna göre, i.) malın garanti süresi içinde tekrar arızalanması, ii.) veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması, iii.) veya tamirinin mümkün bulunmadığının anlaşılmış olması hallerinde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanabilir. Bu taleplerden ithalatçı da müteselsil sorumlu olarak sorumlu olur.

Nitekim Yargıtay 13.Hukuk Dairesi'nin 2018/5828 E., 2019/1325 K. Sayılı ve 06.02.2019 tarihli ilamı;

"onarım hakkının kullanılmasını müteakip, malın garanti süresi içerisinde tekrar arızalanması durumunda, tüketici, TKHK'nın 11. maddesinde belirtilen seçimlik hakların yanı sıra, TBK 60. maddesi düzenlemesi de gözetildiğinde, tüketici lehine olduğundan TKHK'nın 56. maddesi kapsamında zorunlu garanti belgesine dayalı sözleşmeden dönme ve bedel iadesine ilişkin diğer seçimlik hakları da talep edebilir. Başka bir ifadeyle, tüketici, tamire rağmen bozulan ürünün bedelini satıcı, üretici ve ithalatçıdan müteselsilen talep edebilir."

şeklindedir.

II. ÜRETİCİNİN SORUMLULUĞU

1. Üretici kimdir?

Üretici; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere tüketiciye sunulmuş olan mal ya da bu malların hammaddelerini yahut ara mallarını üretenler ile mal üzerine markasını, unvanını veya herhangi bir ayırtedici işaretini koyarak kendisini üretici olarak gösteren gerçek veya tüzel kişiyi ifade etmektedir.

strong>2. 28.05.2014 tarihinden sonraki satışlarda (6502 TKHK döneminde) Üreticinin Sorumluluğu;

28.05.2014 tarihinden sonra yürürlüğe giren 6502 sayılı TKHK sisteminde üretici tüketicinin sözleşmeden dönme ve bedel iadesi taleplerinden sorumlu değildir. Aynı ithalatçının 28.05.2014 tarihinden sonraki sorumluluğunda olduğu gibi; üretici açısından da bu yaklaşımın benimsenmesinin altında yatan gerekçe ise sözleşmenin nispiliği ilkesidir. Buna göre, tüketici satım sözleşmesini satıcı veya bayi ile yapmakta olup, anılan sözleşmenin tarafı olmayan üreticinin sözleşmenin tarafıymış gibi sözleşmeden dönme ve bedel iadesi-ki bu talep sözleşmenin tarafına yöneltilebilir-taleplerinden sorumlu olması kabul edilmemiştir. 6502 sayılı TKHK'nın 11/2 maddesi uyarınca ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üreticiye karşı kullanılabilecektir.

Yargıtay 13.Hukuk Dairesi'nin 2016/12992 E., 2017/11122 K. Sayılı ve 14.11.2017 tarihli ilamı;

"Tüketici, üreticiye veya ithalatçıya karşı bir ödeme yapmadığı için sözleşmeden dönme hakkını kullanarak satıcıya ödemiş olduğu parayı üretici veya ithalatçıdan geri alması veya bedel indirimi hakkını kullanması mümkün değildir. Tüketici bu haklarını ancak satıcıya karşı kullanabilir. Buna karşılık ücretsiz onarım ve ayıpsız misli ile değiştirmenin üreticiden veya ithalatçıdan istenmesi anlamlıdır. Zira elinde yeni mal bulunan veya o malı gereği gibi onaracak olan üretici veya ithalatçıdır. Dolayısıyla bu hallerde, sözleşmelerin nisbiliği ilkesini aşarak tüketicinin doğrudan üreticiye veya ithalatçıya gidebilmesi kabul edilmiştir." açıklaması yapılmıştır."

şeklindedir.

Üreticinin tüketicinin sözleşmeden dönme ve bedel iadesi taleplerinden sorumlu olmamasının istisnası ise zorunlu garantiden doğan sorumluluğunda doğmaktadır. Üreticinin  garanti belgesi uyarınca tüketiciye karşı servislerin bakım ve onarım hizmetlerinden kaynaklanan sorumluluğu asgari 2 (iki) yıldır. Bu süre, malın teslim tarihinden itibaren başlamaktadır. Bu kapsamda, 6502 sayılı TKHK, üreticiyi onarım hakkını kullanan tüketicinin bu talebi yerine getirmekle de sorumlu tutmuştur. Buna göre, i.) malın garanti süresi içinde tekrar arızalanması, ii.) veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması, iii.) veya tamirinin mümkün bulunmadığının anlaşılmış olması hallerinde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanabilir. Bu taleplerden üretici de müteselsil sorumlu olarak sorumlu olur.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2009/4-11 E., 2009/99 K. Sayılı ve 04.03.2009 tarihli ilamı;

"Üreticiden doğrudan bedel iadesi veya bedelden indirim talebinde bulunamaz. Ancak tüketicinin, satıcıya yönelttiği bedel iadesi veya bedelden indirim talebinin satıcı tarafından yerine getirilmemesi halinde anılan seçimlik haklar konusunda üreticiye başvurma hakkı doğmaktadır."

şeklindedir.

2. 28.05.2014 tarihinden önceki satışlarda (4077 sayılı TKHK döneminde) üreticinin sorumluluğu

Eski yasa olan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 4/3 maddesi;

"İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente,  ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur."

şeklindedir. Anılan yasa maddesi uyarınca, eski tüketici yasası dönemindeki satışlarda üretici tüketicinin sözleşmeden dönme ve bedel iadesi taleplerinden doğrudan sorumludur. Bu kural, Yargıtay'ın kararlarına yansımıştır.

Yargıtay 13.Hukuk Dairesi'nin 2014/13626 E., 2014/32545 K. Sayılı ve 22.10.2014 tarihli ilamı;

"4077 Sayılı Yasanın 3 ve 4.maddelerinde imalatçı-üreticinin sorumluluğu belirlenmiştir. 4077 Sayılı Yasanın 4/3.maddesi uyarınca; imalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. ." 

şeklindedir.

III. YETKİLİ SERVİSİN SORUMLULUĞU

Tüketici ile yetkili servis arasında doğrudan bir sözleşme ilişkisi bulunmamaktadır. Yetkili servis sözleşmesi, edimin ifası bakımından üçüncü kişi yararına sözleşme niteliğinde olup; tüketici bu sözleşme hükümleri uyarınca yetkili servisten ifa talebinde bulunma hakkına haizdir.2 Satış sonrası hizmet verme borcunun asıl yükümlüsü, üretici veya ithalatçıdır.3 Servis istasyonları, bu borcun ifası bağlamında, TBK m.116 hükmü uyarınca, ifa yardımcısı konumundadır.4 Yetkili servisin anılan dört seçimlik hakka yönelik bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Eski yasa olan 4077 sayılı TKHK kapsamında-yani 28.05.2014 tarihinden önceki satışlarda-yetkili servisin sorumluluğu söz konusu olmadığı gibi yeni yasa 6502 sayılı TKHK kapsamında-28.05.2014 tarihinden sonraki satışlarda-yetkilisi servisin ayıptan doğan seçimlik haklara ilişkin sorumluluğu bulunmamaktadır.

Nitekim Yargıtay 13.Hukuk Dairesi'nin 2016/16294 E., 2018/11416 K. Sayılı ve 27.11.2018 tarihli ilamı;

"4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4'üncü maddesine göre ayıplı mal ve hizmetlerden kimin sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Buna göre, imalatçı, üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve kredi veren ayıplı malden ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur.Yetkili servisin sorumlu olacağına dair hiçbir düzenleme mevcut değildir. Yine 6502 sayılı yasa 9.maddesi de servis hizmeti verenin ayıplı maldan sorumluluğuna dair düzenleme içermemektedir."

şeklindedir.

Yine Yargıtay 13.Hukuk Dairesi'nin 2016/13684 E., 2018/7579 K. Sayılı ve 03.07.2018 tarihli ilamı;

"Buna göre satıcı, üretici ve imalatçı ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Yetkili servisin sorumlu olacağına dair hiçbir düzenleme mevcut değildir. Görüldüğü gibi satın alınan malın yetkilisi maldaki ayıptan dolayı tüketiciye yasal olarak sorumlu tutulmamıştır."

şeklindedir.

IV. SATICININ AYIPTAN DOĞAN SORUMLULUĞU

6502 sayılı yasanın 3/1-I maddesinde satıcı; "kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket edern gerçek veya tüzel kişiyi" ifade eder.

Satıcı tüketici ile akdedilen satım sözleşmesinin doğrudan tarafı olduğundan seçimlik hakların tamamından tüketiciye karşı sorumludur.

1. Satıcı kimdir?

Yukarıda belirttiğimiz madde kapsamında satıcı; tüketiciye mal satışını ticari veya mesleki amaç çerçevesinde yapan gerçek veya tüzel kişi olarak anlamak gerekir. Satıcının tacir, hatta şirket olması dahi yeterli değildir, önemli olan sattığı malın ticari faaliyet çerçevesinde bir mal olması gerekir.5 Şayet satıcı, satışı ticari amaç ve mesleki faaliyeti kapsamında yapmıyorsa, bu durumda ortada bir tüketici işleminden bahsedilemez.

Nitekim Yargıtay 13.Hukuk Dairesi'nin 2015/26587 E., 2015/33667 K. sayılı ve 19.11.2015 tarihli ilamı;

"davalı şirket araç satışı konusunda ticari amacı ve mesleki faaliyeti bulunmadığından tüketici yasasında tanımı yapılan tüketici işlemi kapsamında olmadığından, taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı yasa kapsamı dışında kaldığı anlaşılmaktadır."

şeklindedir.

Yine Yargıtay 13.Hukuk Dairesi'nin 2017/492 E., 2019/11714 K. sayılı ve 28.11.2019 tarihli ilamı;

"Somut olay değerlendirildiğinde, davalının oto satış galerisi işlettiği ve bu işi meslek edindiği ve 6502 sayılı Yasa kapsamında satıcı sıfatını taşıdığı, davacının da tüketici kapsamında olduğu ve bu itibarla davaya bakmanın Tüketici Mahkemesinin görev alanı içinde bulunduğu anlaşılmaktadır." 

şeklindedir.

2. Satıcı Kusuru olmasa bile tüketiciye karşı sorumludur.

Tüketicinin seçimlik haklara dayalı olarak satıcı hakkında açtığı ayıplı mal davasında satıcının sorumlu tutulması için ayrıca kusurlu olmasının ispatı gerekmez. Çünkü satıcının ayıptan doğan sorumluluğu kusura dayanmayan, kanundan kaynaklanan bir sorumluluktur.6 Ayrıca Türk Borçlar Kanunu'nun 219/1 maddesinde aynen "satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen, niteliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur" şeklindedir. Yine Türk Borçlar Kanununun 219/2 maddesinde de aynen "satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur" şeklindedir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/1657 E., 2019/744 K. sayılı ve 20.06.2019 tarihli ilamı;

"Tüketici nin korunmasına ilişkin düzenlemelerde alıcının malın onarılmasını isteme hakkına sahip olduğu da benimsenmiştir (6502 s. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun m.11/c). Ayıba karşı tekeffüle ilişkin kuralların uygulanabilmesi için satıcının kusurlu olması şart değildir. Gerçekten de BK'nın 194. maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre satıcı, ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur." 

şeklindedir.

İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2021/614 E., 2021/1043 K. sayılı ve 18.11.2021 tarihli ilamı;

"Ayıba karşı tekeffüle ilişkin kuralların uygulanabilmesi için satıcının kusurlu olması şart değildir. Gerçekten de Borçlar Kanunu'nun 194. maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre satıcı, ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur." 

şeklindedir.

Footnotes

1 ÇABRİ Sezer, 6502 sayılı Kanun'a göre Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Şerhi, Ankara 2016, s.31

2 Mehmet Akif TUTUMLU, Ayıplı Mal Hukuku, s.490

3 TUTUMLU, s.490

4 TUTUMLU, s.490

5 Mehmet Akif Tutumlu, Ayıplı Mal Hukuku, s.454

6 Kenan TUNÇOMAĞ, Türk Borçlar Hukuku, C.II, Özel Borç İlişkileri, s.119

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.