Duruşma Zabıtlarında Bulunması Gereken Ibare : Müvekkilim Hakkında Beraat Kararı Verilmesi Aksi Halde "Lehe Hükümlerin Uygulanması"

MT
Mustafa Tirtir Law Firm

Contributor

Mustafa Tırtır Law Firm has 24 years of experience. It was founded by Atty. Mustafa Tırtır. Our Law Firm is a unique firm that works with criminal cases. We provide professional service to our local and foreign clients in the field of criminal law with a distinguished team.
Bu kısa yazımızın başlığında yer alan ibarenin duruşma zabıtlarında bulunması halinde, sanık lehine olan hükümlerin yani TCK'nın 50, 51 ve CMK'nın 231. maddelerinin uygulanmaması ve/veya tartışılmaması...
Turkey Criminal Law
To print this article, all you need is to be registered or login on Mondaq.com.

1Giriş :

Bu kısa yazımızın başlığında yer alan ibarenin duruşma zabıtlarında bulunması halinde, sanık lehine olan hükümlerin yani TCK'nın 50, 51 ve CMK'nın 231. maddelerinin uygulanmaması ve/veya tartışılmaması İstinaf ve Yargıtay kararlarına sıklıkla konu olmuştur. Bunların şartlarına kısaca temas edelim.

Hapis Cezasının Uygulanma Şartları :

Hapis cezasının ertelenmesi için,TCK'nın 51. maddesine göre, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı 3 aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması ve yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması aranmaktadır. Bununla birlikte sanığa yargılama sonunda verilen sonuç cezanın 2 yıl ve altında kalması gerekmektedir. 18 yaşından küçükler ve 65 yaşından büyükler için bu süre 3 yıldır.

Adli Para Cezasının Uygulanma Şartları :

Adli para cezasına çevirme için, TCK'nın 50/1. maddesine göre, "suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere" bakılmaktadır. Ayrıca sonuç cezanın 1 yılın altında kalması gerekmektedir. Basit taksirle işlenen suçlarda (bilinçli taksir hariç) TCK'nın 50/4. maddesine göre süreye bakılmadan adli para cezasına çevrilmektedir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasının Şartları :

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması için, CMK'nın 231. maddesi gereğince sanığın daha önce kasıtlı suçtan mahkum olmamış olması, sanığın duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması aranmaktadır. Ayrıca zarar giderme ve sanığın kabul şartının yanında, sonuç cezanın 2 yıl ve altında kalan bir hapis cezası ya da adli para cezası olması gerekmektedir.

2. Adli Para Cezasına Çevirmeye Yönelik Talebin Duruşma Zaptında Bulunması:

Kanun metninde adli para cezasına çevirme kurumunun uygulanabilmesi için sanık bakımından özel bir kabul yahut talep şartının aranmadığı görülmektedir. Buna rağmen Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay kararlarında, sanık veya müdafisinin adli para cezasına çevirmeyi talep etmesini aramaktadır. Sanığın durumu adli para cezasına çevirme için kanuni şartları sağlıyorsa ve sanık veya müdafi para cezasına çevirmeyi talep etmişe, bu talebini de zapta geçirmişse, Yerel Mahkemenin bu konuda bir karar vermemiş olması bozma nedeni olarak görülmektedir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2015/1163 E. 2018/382 K.; Yargıtay 15. Ceza Dairesi'nin 2011/20283 E. 2013/4634 K.; Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin E. 2013/9586 E. 2013/44038 K.; Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin 2017/10644 E. 2017/8089 K. sayılı kararlarında sanık veya müdafisinin talebine rağmen adli para cezasına çevirme hakkında olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmemesi bozma nedeni yapılmıştır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2017/459 E. 2020/120 K. ve Yargıtay 12. Ceza Dairesi'nin 2019/11595 E. ve 2021/5811 K.; Yargıtay 12. Ceza Dairesi'nin 2020/9353 E. 2022/4119 K. sayılı kararlarında ise dosya kapsamıyla uyuşmayan, yetersiz veya kanun metninin tekrarından ibaret olan gerekçelerle hapis cezasının adli para cezasına çevrilmemiş olması bozma nedeni sayılmıştır.

Kısaca Yargıtay, sanık ya da müdafisinin talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu konudaki takdiri yerel mahkemelere bırakmakta, sadece gerekçenin hukuka uygun olup olmadığını denetlemektedir.

3. Lehe Hükümlerin Uygulanması Talebinin Zapta Geçmesinin Önemi :

Yargıtay ve İstinaf, sanık müdafiinin duruşma zaptındaki beyanlarını dikkatle incelemekte, sadece adli para cezası açısından değil, lehe hükümlerin uygulanmasını isteyip istemediğine de bakmaktadır.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin 3.6.2013 tarih, 2012/13215 E., 2013/22889 K. sayılı kararında ; "Sanık müdafiinin 01/02/2011 tarihli celsede lehe hükümlerin uygulanması talep etmiş olmakla, TCK'nin 62. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi" bozma nedeni sayılmıştır.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin 02.03.2011 tarih 2009/5456 E., 2011/1428 K. sayılı kararında ; "Sanık müdafiinin lehe hükümlerin uygulanması talebinin TCK'nın 52/4. maddesini de kapsadığı gözetilmeden, adli para cezasının taksitlendirilmesi konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi" kanuna aykırı bulunmuştur.

Yargıtay 10. Ceza Dairesi'nin 06.06.2013 tarih 2011/12674 E., 2013/5284 K. sayılı kararında ; "Sanık müdafiinin lehe hükümlerin uygulanması ilişkin talebinin TCK'nın 51. maddesini de kapsadığı gözetildiğinde, sanığın cezasının ertelenip ertelenmeyeceği konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi yasaya aykırıdır." denilmiştir.

Kararlarda ayrıca, konumuzla ilgili olarak cezanın bireyselleştirilmesi kurumlarının uygulanmasına, bu konudaki taleplerin kabulüne veya reddine ilişkin dayanakların da gösterilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Nitekim CMK'nın 230/1-d hükmüne göre; "cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adlî para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanaklar" gösterilir.

Örnek Somut Olay :

Mahkemece sanık hakkında 3 kişinin ölümüne neden olduğu (TCK 85/2, Taksirle Öldürme) gerekçesiyle hapis cezası verilmiş, "ortaya çıkan zarar ve tehlikenin ağırlığı, sanığın taksire dayalı kusurunun derecesi" gerekçesiyle hatalı bir şekilde TCK 50/1-a maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar vermiştir.

Halbuki adli para cezasına çevirmek için TCK'nın 50/1. maddesine göre, "suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere" bakılmaktadır.

Görüldüğü üzere TCK'nın 50. maddesinde sanığın kusur derecesine bakılmamaktadır. Maddede sanığın kişiliğine, duruşmadaki tavrına ve sosyal durumuna bakılacağı, buna göre kurumunuygulanacağı açıkça belirtilmiştir.

Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesi'nin 2024/601 E. 2024/681 K. sayılı kararıyla;

"Yargıtayın yerleşik kararlarına göre katılanların şikayetlerinden vazgeçmeleri, sanığın tali kusurlu oluşu, sabıkasız ve dosyaya yansıyan olumsuz tavrının bulunmaması, sanık hakkında TCK'nın 62. maddesinin uygulanmış olması ve 01/11/2021 tarihli karar duruşmasında sanık müdafinin lehe olan hükümlerin uygulanması talebinde bulunması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, dosya kapsamıyla uyuşmayan yetersiz gerekçeyle sanık hakkında hükmedilen sonuç cezanın TCK'nın 50/1-a maddesi gereğince paraya çevrilmesine yer olmadığına karar verilmesi," bozma nedeni sayılmıştır.

Kararlardan da görülebileceği üzere taksirli suçlarda "suçlunun kişiliği" kriteri bakımından mağdurun zararını gidermenin yanı sıra, yerel mahkemeyi iyi bir gerekçe yazmaya zorlaması bakımından, verilen dilekçelerde ve özellikle de son celse beraat kararı verilmediği takdirde lehe hükümlerin uygulanmasını talep etmek önem arz etmektedir.

4. Sonuç :

Netice olarak ifade etmek isteriz ki, sanık müdafiileri olarak, bilhassa karar duruşmasında, savunmayı tamamladıktan sonra, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, öncelikle beraat kararı verilmesini, mahkeme aksi kanaatteyse sanık lehine olan hükümlerin uygulanmasını talep etmemiz ve bunu da zapta geçirmemiz gerekmektedir.

Bundan sonra yerel mahkemenin bu talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar vermesi Yargıtay ve İstinaf tarafından denetlenmekte, bu merciler hukuka aykırı bir durum tespit ettiğinde de bozma kararı vererek dosyayı karar verilmek üzere yerel mahkemeye göndermektedir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.

See More Popular Content From

Mondaq uses cookies on this website. By using our website you agree to our use of cookies as set out in our Privacy Policy.

Learn More