Tahkim anlasmasina uygulanacak hukukun tespit edilmesinin hiç de kolay bir süreç olmadigi her geçen gün daha da belirginlesmektedir. Taraflarin tahkim anlasmasina uygulanacak olan hukuku açikça kararlastirdigi durumlar hariç (ki böyle bir anlasma son derece istisnai hallerde yapilmaktadir) tahkim anlasmasina uygulanacak olan hukukun tahkim yeri hukuku oldugu yönünde bir varsayimda bulunmak artik güvenli degildir.

Son yillarda, farkli ulusal mahkemeler ve hakem heyetleri, tahkim anlasmalarinin geçerliligini, taraflarin altta yatan sözlesmelerine uygulanmak üzere seçtikleri hukuktan, tahkim yeri hukukuna ve en yakin baglantiya sahip devletin hukukuna kadar çesitli hukuklara dayanarak analiz etmistir. Bu belirsizlik, tahkim anlasmalarina uygulanacak hukuka iliskin sorularin hakem heyetleri, tahkim yerindeki mahkemeler ve hakem kararinin icra edilmesinin talep edildigi yer mahkemeleri tarafindan ayri ayri degerlendirmelere konu kilinmasi dolayisiyla daha da artmaktadir. Farkli mahkemeler bazen farkli kurallar uygulamakta ve bu nedenle tahkim anlasmasina uygulanacak hukuk konusunda farkli sonuçlara varabilmektedir.

Bu çerçevede, Yargitay'in 23 Kasim 2022 tarih ve 2022/5454E., 2022/8276K sayili karari dikkat çekicidir. Yargitay, bu kararinda, Ingiliz Mahkemeleri tarafindan verilen Enka v. Chubb kararinda yer alan gerekçeleri takip etmistir. Yargitay, taraflarin tahkim yerini ve sözlesmeye uygulanacak hukuku seçtikleri ancak tahkim anlasmasina uygulanacak hukuku seçmedikleri durumlarda, sözlesmeye uygulanacak hukukun tahkim anlasmasina da uygulanacagi sonucuna varmistir. Bu yazi, Yargitay'in söz konusu kararina iliskin kisa bir degerlendirme içermektedir.

Uyusmazligin Konusu ve Tahkim Yargilamasi

Yargilamaya konu olan uyusmazlik bir sahsi garanti sözlesme

sinden dogmaktadir. Bir Alman bankasi ("Banka") 2014 yilinda Malta'da kurulmus bir sirkete kredi vermistir. Bu sirketin dolayli hissedari ise söz konusu kredi tahsis anlasmasindan kaynakli borcu sahsi garantör olarak teminat altina almistir. Her ne kadar, taraflar, kredi sözlesmesinde, kredi borcunun 1 Eylül 2016 tarihine kadar geri ödenmesi hususunda anlasmislarsa da ne kredi borçlusu sirket ne de sahsi garantör ("Garantör") sözlesmesel yükümlülüklerini yerine getirmemistir. Bunun akabinde taraflar sulh görüsmelerine baslamistir.

Söz konusu sulh görüsmeleri Banka'nin 2019 yilinda hazirlamis oldugu "Kisisel Garanti Sözlesmesinin Uzatilmasi Anlasmasi" ("Süre Uzatim Anlasmasi") ile sona ermistir. Bu Süre Uzatim Anlasmasi, sahsi garanti sözlesmesinin yetki klozunu degistirmistir. Böylece, uyusmazligi çözüme kavusturma yetkisi Alman Mahkemelerinden alinarak olasi uyusmazliklarin tahkim yerinin Istanbul, Türkiye oldugu ICC kurallarina tabi bir tahkim ile çözülecegi kararlastirilmistir. Yine bu kapsamda uyusmazligin esasina uygulanacak hukuk ise Alman Hukuku olarak belirtilmistir. Söz konusu Süre Uzatim Anlasmasi'nin içerigi Banka ve Garantör arasinda müzakere edilmis ve nihayetinde Garantör tarafindan imzalanmistir.

Ancak, Süre Uzatim Anlasmasinin imzalanmasi taraflar arasindaki uyusmazligi nihai olarak çözmek için yetersiz kalmistir. Süre Uzatim Anlasmasinin imzalanmasindan kisa bir süre sonra taraflar arasindaki uyusmazligin devam etmesi sebebiyle, Banka, alacaginin tahsili için Süre Uzatim Anlasmasi'nda yer alan tahkim klozuna dayanarak Garantör'e karsi tahkim yargilamasi baslatmistir.

Tahkim yargilamasini baslatilmasinin akabinde, Garantör, Süre Uzatim Anlasmasi'nin ve tahkim klozunun geçersiz oldugunu iddia etmistir. Bu itiraz çerçevesinde, yargilama boyunca tahkim anlasmasinin geçerliligi kapsamli bir tartisma konusu olmustur. Tahkim anlasmasinin geçerliligine iliskin aralarindaki görüs farkliliklarina ragmen, taraflar tahkim anlasmasinin sekli ve maddi geçerliligine uygulanacak olan hukukun tahkim yeri hukuku olan Türk hukuku olmasi gerektigi konusunda mutabik kalmislardir.

Taraflar tahkim yargilamasinda, tahkim anlasmasinin ayrilabilirligi doktrini uyarinca Süre Uzatim Anlasmasina uygulanacak hukukun tahkim anlasmasini da kapsayacak sekilde yorumlanmamasi gerektigini iddia etmistir. Somut olayda tahkim anlasmasina uygulanacak hukukun kararlastirilmadigini ileri süren taraflar, tahkim yerinin Türkiye olarak belirlenmesinin, tahkim anlasmasinin sekli ve esas yönünden geçerliliginin Türk hukuku uyarinca degerlendirilmesi gerektigini gösterdigini iddia etmistir. Zira Milletlerarasi Tahkim Kanunu'nun (TIAL) 4(3) maddesi uyarinca "tahkim anlasmasinin geçerliligi, taraflarca kararlastirilan hukuka, böyle bir anlasma yoksa Türk Hukukuna tabidir".

Yargilamanin sonucunda tek hakem ("Tek Hakem"), tahkim anlasmasinin sekli geçerliligine uygulanacak hukukun Türk hukuku oldugu konusunda taraflara katilmistir. Ancak Tek Hakem tahkim anlasmasinin esas yönünden geçerliligine uygulanacak hukuk konusunda farkli bir görüs benimsemistir. Tek Hakem, muhtemelen yakin tarihli Ingiliz kararlardan esinlenerek, riza meselesinin (taraflarin tahkim yargilamasina gitmeyi kabul edip etmemeleri sorununun) geçerliligine uygulanacak hukukun Süre Uzatim Anlasmasina uygulanacak hukuka tabi olmasi gerektigini belirtmistir. Bu kapsamda ise Tek Hakem, tahkim anlasmasinin geçerliligini tahkim yeri hukuku olan Türk Hukukuna göre degil, Süre Uzatim Anlasmasina uygulanmasi kararlastirilan Alman Hukukuna göre incelemistir. Yapmis oldugu inceleme sonucunda, Tek Hakem taraflar arasindaki tahkim anlasmasinin geçerli oldugunu kanaat getirmis ve Garantör'ün ödenmemis kredi borcunu ödemesi gerektigine hükmetmistir.

Türk Mahkemeleri Önünde Görülen Iptal Davasi

Garantör, Tek Hakem tarafindan verilmis olan bu karardan memnun olmamis ve Türk Mahkemeleri önünde söz konusu hakem kararinin iptali için iptal davasi açmistir. Garantör açmis oldugu bu davada tahkim anlasmasinin geçersizligini ileri sürerek Tek Hakem'in hukuka aykiri bir sekilde yetkili olduguna karar verdigini iddia etmistir. Bununla birlikte Garantör tahkim anlasmasinin esas yönünden geçerliliginin Türk hukukuna göre degerlendirilmesi gerekirken Tek Hakem tarafindan Alman hukukuna göre degerlendirilmesinin yanlis hukukun uygulanmasi teskil ettigini ileri sürmüs; hakem kararinin kamu düzenini ihlal etmesi sebebiyle de iptalinin gerektigini iddia etmistir.

Bölge Adliye Mahkemesi Garantör 'ün iddialarini reddetmis ve Tek Hakem'in yetkisizligi yönündeki iddianin haksiz oldugunu ifade etmistir. Mahkeme, ayrica tahkim anlasmasinin esas yönünden geçerliliginin Süre Uzatim Anlasmasi'nda kararlastirilan Alman hukuku uyarinca incelenmesinin dogru oldugunu ifade etmistir. Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi, söz konusu tahkim yargilamasinda Tek Hakemin yanlis hukuku uygulamasinin söz konusu olmadigini ve dolayisiyla somut olayda kamu düzeninin ihlal edilmesinin mümkün olmadigini belirtmistir.1

Garantör her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi'nin vermis oldugu bu karari temyiz etmisse de sonuç degismemistir. Yargitay bir kez daha "Tek hakemin tahkim anlasmasinin esas yönünden geçerliliginin Alman hukuku uyarinca incelenmesinin MTK'ya aykiri olmadigini" teyit etmistir.2

Degerlendirme

Bildigimiz kadariyla bu dava, en azindan Enka v. Chubb davasi sonrasinda, tahkim yeri ile temel sözlesmeye uygulanacak hukukun farkli kararlastirildigi hallerde tahkim anlasmasinin geçerliligine uygulanacak olan hukukun hangi hukuk oldugu sorusunun Türk mahkemeleri tarafindan incelendigi ilk davadir.

Iptal davasi sirasinda, yargilamanin taraflari Ingiliz ve Fransiz mahkemelerindeki güncel gelismeleri yogun bir sekilde tartismistir. Örnegin, Garantör, Fransiz mahkemesinin Kabab-Ji SAL v. Kout Food Group davasindaki gerekçesine atifta bulunmus Türk mahkemelerinin de benzer bir karar vermesi gerektigini ifade etmistir. Ayrilabilirlik varsayiminin altini çizen Garantör, sözlesmelere uygulanacak hukuk olarak Alman hukukunun belirlenmis olmasinin, sözlesmelerde açikça belirtilen tahkim yerinin (Türk hukuku) maddi kurallarina aykiri olarak, tahkim anlasmasinin geçerliliginin Alman hukukuna tabi kilinmasi yönünde taraflarin ortak iradesini ortaya koymak için yeterli olmadigini savunmustur.

Öte yandan, alacakli taraf, digerlerinin yani sira, Ingiliz mahkemelerinin Enka v. Chubb kararina atifta bulunmus ve ayrilabilirlik varsayiminin ana sözlesmenin hukuk seçiminin tahkim anlasmasina otomatik olarak uygulanmayacagi anlamina gelmesine ragmen, ana sözlesmeye uygulanmasi kararlastirilan hukukun yine de taraflarin tahkim anlasmasinin geçerliligine uygulanacak olan hukukun ne olmasi gerektigi konusundaki yaklasimlarina iliskin rehberlik saglayabilecegini savunmustur.

Her iki tarafin argümanlarini dinledikten sonra Türk mahkemeleri, Ingiliz mahkemelerinin Enka v. Chubb davasinda benimsedigi, taraflarin tahkim yerini ve sözlesmeye uygulanacak hukuku seçtigi ancak tahkim anlasmasina uygulanacak hukuku seçmedigi durumlarda, sözlesmeye uygulanacak hukukun tahkim anlasmasina da uygulanacagini belirten yaklasimi benimsemistir. Ancak ne Bölge Adliye Mahkemesi ne de Yargitay, varmis olduklari bu sonucun gerekçesini açiklamistir.

Tahkim anlasmasina uygulanacak hukukun belirlenmesi konusunda Fransiz ve Ingiliz mahkemeleri arasindaki farkli görüslerin, diger ülkelerin ulusal mahkemelerini de etkiledigi Yargitay'in bu karari ile açikça ortaya konmustur. Bu gelismeler karsisinda, tahkim uygulayicilarinin tahkim anlasmasinin geçerliligine uygulanacak hukuka iliskin özel bir tercihleri varsa bunu sözlesmede açikça belirtmeleri gerekmektedir. Eger böyle bir tercih yapilmamis ise o zaman olasi bir uyusmazlik halinde söz konusu kararlari göz önünde bulundurmalari önem arz etmektedir.

Öte yandan, Enka v. Chubb kararinin Ingiltere'de genis çevrelerce elestirilmesi dolayisiyla, Ingiliz Tahkim Kanunu'nda degisiklige gidilerek, taraflarin aksine açik bir anlasma yapmamasi halinde, tahkim yeri hukukunun tahkim anlasmasinin geçerliligine de uygulanacagi yönünde bir düzenleme eklenmesi önerilmistir. Ilgili düzenlemeyi önerenlere göre, söz konusu degisiklik tahkim anlasmasina uygulanacak olan hukukun tespitini kolaylastiracaktir. Henüz böyle bir düzenlemenin Ingiltere'de kanunlasip kanunlasmayacagi belirli olmasa da Yargitay'in söz konusu kararinin Ingiltere'deki öneriye benzer bir düzenlemenin Türk tahkim mevzuatinda yapilip yapilmamasi gerektigi yönünde bir tartismayi ortaya çikarmasi olasidir.

1. Istanbul Bölge Adliye Mahkemesi, 13. Hukuk Dairesi, Dava No: 2021/6E. Karar No: 2022/4 tarih 6.7.2022.

2. Yargitay 11. Hukuk Dairesi, Dava No: 2022/5454E. Karar No: 2022/8276K. tarih 23.11.2022

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.