Giriş

Bilindiği üzere, Çin'de Başlayan ve başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm dünyayı etkisi alan COVID-19 salgını, Mart 2020 itibariyle Türkiye'yi de etkisi altına almıştır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından "Pandemi" olarak ilan edilen COVID-19 salgınının sosyal ve ekonomik etkileri sebebiyle hükümetler başta olmak üzere şirketler, ekonomik hayatın bu küresel krizden en az şekilde zarar görmesi için çeşitli önlemler almış ve acil eylem planlarını açıklamıştır. Bu tedbirlerle bir yandan salgınla mücadele edilirken bir yandan da ekonomik hayatın devamlılığı için çalışılmıştır. Hükümetler bu süreçte ekonomik hayatın dinamiğini korumak, teşebbüslerin faaliyetlerine devam edebilmesiyle rekabeti koruyabilmek adına vergi muafiyeti, devlet desteği gibi çeşitli tedbirler almışlardır.

Perspektif

Bununla birlikte salgın sebebiyle gerçekleştirilen fiyat artışları karşısında ne şekilde aksiyon alınması gerektiği konusu farklı perspektiflerden tartışılmaya başlanmıştır. Bu tartışmanın etki alanın temelde üç farklı bakış açısından değerlendirebileceğini söylemek mümkündür. Bu perspektifleri; birbirine rakip olan teşebbüsler, yüksek fiyat artışına maruz kalan tüketiciler ve bu duruma müdahalede bulunmaya yetkili merciiler olan hükümütler ve kurumlar şeklinde kategorize etmek mümkündür.

COVID-19 salgınıyla birlikte tüketicinin alışkanlıkları değişmek zorunda kalmış ve bu değişiklikle gerek tüketici gerekse teşebbüsler kendilerini daha önce görülmemiş bir hal içinde bulmuştur. Özellikle temel gıda, temizlik ve tıbbi hijyen ürünlerine gösterilen yüksek talep ile olağanüstü fiyat artışı, stokçuluk gibi sorunlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu süreçte bireylerin tüketim alışkanlıklarının değişmesiyle birlikte rekabet otoritelerinin de çalışma yöntemlerinin değişmesi kaçınılmaz olmuştur. Artan yüksek talep ile birlikte temel gıda, temizlik ve tıbbi hijyen ürünleri süpermarketlerde ve depolarda zor bulunur hale gelmiş, üretici ve tüketici bakımından tedarik problemine yol açmıştır. Bazı tedarik sağlayıcıları bakımından bu durum karlılıklarını arttırmak için bir fırsat olarak değerlendirilmiş olsa da rekabet otoriteleri olağanüstü fiyat artışına ve stokçuluğa ilişkin uyarılarda bulunmuş ve müdahale etmeye başlamıştır.

Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun Bakımından

COVID-19 salgını sebebiyle olağanüstü fiyat artışlarına Rekabetin Korunması Hakkında Kanun kapsamında bir müdahalenin söz konusu olabilmesi için üç temel davranıştan söz etmek gerekir. Bu davranışların ilki Rekabet Kanunu Madde 4 kapsamında, olağanüstü fiyat artışının arka planında teşebbüsler arasında rekabeti kısıtlayıcı bir anlaşma, uyumlu eylem ya da teşebbüs birliği kararı bulunmasıdır. Rekabet Kanunu Madde 6 ise mevcut durumda bir veya birden fazla teşebbüslerin bu durumunu kötüye kullanmasını yasaklamaktadır. Son olarak Rekabet Kanunu Madde 7'de ise bir veya birden fazla teşebbüsün bir araya gelerek hakim durum yaratması veya mevcut hakim durumu güçlendirmeyi ve rekabeti azaltmayı amaçlayan birleşme veya devralmasının hukuka aykırı ve yasak olduğu düzenlenmiştir.

Bununla birlikte burada sayılanlarla sınırlı olmaksızın, meydana gelebilmesi muhtemel, muhtelif ihtimaller de mevcuttur. İlk ihtimalde, aynı alanda faaliyet gösteren birden fazla teşebbüsün fiziken veya sanal ortamda bir araya gelerek fiyat tespitinde bulunması, tekelleşmeleridir. Kartel Anlaşması olarak adlandırılan bu ihtimalde, teşebbüsler arasındaki güç birliği sebebiyle hem rekabet sınırlanacak hem diğer teşebbüslerin sektöre girmesi engellenecektir. Kartellerin meydana gelme şekli bakımında gelişen teknoloji ile birlikte artık özellikle sanal ortamda internet siteleri üzerinden yapılan ürün satışlarında fiyat takibine yönelik muhtelif algoritmaların kullanılmasıyla teşebbüslerin birbirleriyle uyumlu eylemlerde bulunması söz konusudur. İkinci ihtimal, satışa konu ürün piyasasından kaynaklı olarak gündeme gelmiş ya da gelebilecek anlaşmalar dolayısıyla teşebbüslerin birlikte hâkim durum kavramından istifade edilebilmesidir. Son olarak üçüncü ihtimalde ise piyasada hâkim durumdaki teşebbüsün aşırı, olağanüstü fiyatlandırma şeklindeki eylemleri söz konusudur.

Sayılan tüm bu ihtimallerde dikkat edilecek en önemli husus, fiyat artışlarına ve sonuç olarak tüketiciye olağanüstü yüksek fiyat şeklinde yansıtılan bu eyleme Rekabet Hukuku nezdinde müdahale edilebilmesi için teşebbüslerin eylemlerinin arka planında rekabeti kısıtlayıcı bir irade uyuşması ve hakim durumun kötüye kullanılması gerekmektedir. Ancak açıklandığı üzere Rekabet Kanunu'nda öngörülen türden bir hukuka aykırılık söz konusu olmadığı ihtimalde salt fiyat artışı sebebiyle Rekabet Kurumu'nun müdahalesi mümkün olmayacaktır. Serbest piyasa ekonomisinde teşebbüslerin mal veya hizmetlerin fiyatın serbestçe tayin edebileceğinden tek başına bir ürünün fiyatının yüksek ve hatta fahiş olarak belirlemesi kural olarak haksız rekabet teşkil etmeyecektir. Ancak pek tabii tek başına ürün bazında fahiş fiyat artışında bulunulması dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edecektir.

Rekabet Kurumu Kararları

Türkiye'de tespit edilen ilk vakadan 12 gün sonra, 23 Mart 2020 tarihinde Rekabet Kurumu COVID-19 salgınından kaynaklanan krizle birlikte özellikle yaş meyve ve sebze piyasalarında "fırsatçı bir yaklaşımla fahiş fiyat artışları" yapıldığını gözlemlediğini ve durumun Rekabet Kurumu'nun takibinde olduğunu bildirmiştir. Bu kapsamda rekabeti bozucu eylemlerde bulunan kişi veya kurumlara Rekabetin Korunması Hakkında Kanun kapsamında en ağır idari para cezalarının uygulanacağını söylemiştir.

Bu duyurunun ardından Rekabet Kurumu, 6 Nisan 2020 tarihinde vatandaşların ve ilgili kişilerin tüm başvuru, dilekçe vesair işlemlerini e-Devlet Kapısı üzerinden yapabileceğine ilişkin bir duyuru yayımlamıştır.

Rekabet Kurumu 17 Nisan 2020'de yayımladığı duyuru ile ise yürütülen inceleme, araştırma ve soruşturmalar için sürelerin işlemeye devam ettiğini ancak pandemi hali sebebiyle adına inceleme, araştırma ve soruşturma yürütülen kişi veya kurumların hak kaybı yaşanmaması adına; (i) Yürütülen soruşturmalar kapsamında ilgili teşebbüsler tarafından 30.04.2020 tarihine kadar, Kanun'un 45 inci maddesi çerçevesinde yapılacak ikinci ve üçüncü yazılı savunmalarını sunmaları için ek süre tanınması taleplerine ilişkin başvuruların kabulüne,

(ii) Yazılı savunmaya ek olarak sunulmak istenen ancak belirtilen süre zarfında yetiştirilemeyen hususların soruşturma süresince kabul edilmesine karar verildiğini duyurmuştur.

Ayrıca tarafların ikinci yazılı savunma süresi içinde sunamadıkları savunma argümanlarını üçüncü yazılı savunmada belirtme imkanlarının mevcut olduğunu belirtmiştir.

COVID-19 salgını sürecinde tıbbi, koruyucu ve kumaş maskelerin üretimi ve satışı ile ilgili teşebbüslerin fiyatlandırma davranışlarını inceleyen Rekabet Kurulu, dosya konusu ilgili ürünlere ilişkin ciddi ve olağanüstü bir şekilde ürün fiyatlarının arttığını ve fiyat artış oranlarının yaklaşık olarak ortalama yüzde 600-700 oranında olması sebebiyle piyasadaki davranışların rekabeti bozduğuna ilişkin karar vermiştir ve ilgili kararla istinaden 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun uyarınca soruşturma başlatmıştır. Ardından 22 Aralık 2020 tarihinde yapılan "Maske Üretimi ve Satışı Yapan Teşebbüsler Hakkında Yürütülen Soruşturmanın Sözlü Savunma Toplantısı"nda, COVID-19 salgını kapsamında tıbbi, koruyucu ve kumaş maskelerin üretimini ve satışını yapan teşebbüslerin fahiş fiyatlandırma yapmak suretiyle 4054 sayılı Kanun'u ihlal ettikleri iddiası üzerine yürütülen soruşturmada sözlü savunma aşamasına geçilmiştir. Online olarak uzaktan gerçekleştirilen sözlü savunma toplantısının akabinde 5 Ocak 2021'de maske alanında faaliyet gösteren ilgili teşebbüsler hakkında yürütülen soruşturma tamamlandığı ilan ediliştir. İlan edilen duyuruya göre söz konusu teşebbüslerin 4054 sayılı Kanun'u ihlal etmediklerine, dolayısıyla idari para cezası uygulanmasına gerek olmadığına, oy çokluğuyla, soruşturma kapsamında yapılan tespitler ile ilgili olarak Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu'na görüş gönderilmesini teminen Başkanlığın görevlendirilmesine oy birliği ile karar verilmiştir.

Rekabet Kurumu'nun resmi internet sitesinde yayımladığı 2020 Yıllık Raporu'nda, COVID-19 salgınının sebep olduğu ekonomik hayatın içinde bulunduğu belirsiz duruma istinaden rekabeti korumak adına Rekabet Kurumu'nun çabalarını sürdürdüğünü ve salgının olumsuz etkilerine rağmen Rekabet Kurumu'nun 2019-2023 dönemine ilişkin Stratejik Planı'nda öngörülen ilk hedefin gerçekleştirdiğini söylemiştir. Yıllık Rapor'da idari para cezalarına ilişkin bir yıllık özette Kurul'un, 2020 yılında rekabet ihlallerinden dolayı teşebbüslere toplam 1,96 milyar TL idari para cezası verdiğini, 2019 yılındaki 237 milyon TL'lik toplam ceza miktarı ile kıyaslandığında 2020 yılında ceza miktarlarında ciddi bir artış olduğunu söylemiştir.

Bununla birlikte 9 Ocak 2021'de Rekabet Kurumu başkanı Birol Küle yaptığı açıklamalarda, COVID-19 döneminde özellikle temel gıda, temizlik ve tıbbi hijyen sektörlerinde faaliyet gösteren teşebbüslere yönelik olağanüstü fiyatlandırma davranışları sebebiyle, Kurum'a iletilen şikayet sayısında aşırı artış olduğunu, tüm bu şikayetlerin değerlendirildiğini dile getirmiştir.

Rekabet Kurumu'nun başvuru ve dilekçelerin olduğu kadar teşebbüslerin de gözetildiğine dair açıklamalarının ardından 7 Mayıs 2020'de resmi internet sitesinde yayımladığı "Aralarında Zincir Marketlerin de Bulunduğu 29 Teşebbüs Hakkında Soruşturma Başlatıldı" başlıklı duyuruya göre; yaklaşık bir aylık süre zarfında yapılan analizlere göre gıda ve temizlik/hijyen ürünlerinin üretim ve ticareti ile iştigal eden teşebbüslerden bazılarının özellikle fahiş fiyat artışı davranışlarının rekabet hukukunu ihlal eder nitelikte olabileceğine dair kanaate vardığını açıklamasının ardından aralarında zincir marketlerin de bulunduğu 29 teşebbüs hakkında soruşturma başlatılmıştır. Bununla birlikte 4054 sayılı Kanun'da öngörülen süre uyarınca Rekabet Kurulu nezdinde görülen soruşturmaların genellikle bir, bir buçuk sene içerisinde sonuçlandırıldığı bilinse de ilgili duyuruda Rekabet Kurulu'nun soruşturmaya ilişkin süreci olağan sürenin aksine ivedi olarak tamamlayacağı belirtilmiştir.

Rekabet Kurumu 28.10.2021 tarihinde, resmi internet sitesinde yayımladığı açıklamada perakende gıda ve temizlik ürünleri ticareti ile iştigal eden zincir marketler ile bunların tedarikçileri konumunda olan üretici ve toptancı seviyesindeki teşebbüsler ve bir dernek hakkında yürütülen soruşturma sonuçlandığını duyurmuştur. COVID-19 salgını sürecinde, perakende gıda ve temizlik ürünleri ticareti ile iştigal eden zincir marketler ile bunların tedarikçileri konumunda olan üretici ve toptancı seviyesindeki teşebbüslerin fiyatlama davranışlarının incelenmesine yönelik olarak yürütülen soruşturma sonucunda; toplanan tüm delil, bilgi ve belgeler, düzenlenen rapor, yazılı savunmalar ve sözlü savunma toplantısında yapılan açıklamalar değerlendirilerek, 28.10.2021 tarihinde apılan Rekabet Kurulu toplantısında, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemelerinde yargı yolu açık olmak üzere, ilgili 6 teşebbüs hakkında Kanun'un 16. maddesinin üçüncü fıkrası ve "Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar İle Hâkim Durumun Kötüye Kullanılması Halinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik"in (Ceza Yönetmeliği) 5. Maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, ikinci fıkrası ve üçüncü fıkrasının (a) bendi ile 7.maddesinin birinci fıkrası hükümleri uyarınca idari para cezası verilmesine; diğer 23 teşebbüsler hakkında ise idari para cezası uygulanmasına yer olmadığına karar vermiştir.

ve Diğer Sair Mevzuat

17 Nisan 2020'de, 7244 sayılı Yeni Koronavirüs (COVID-19) Salgınının Ekonomik Ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Resmî Gazete'de yayımlanmıştır. Yayımlanan Kanun'un 14. Maddesi ile 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunu'na ek maddeler eklenerek "Fahiş fiyat artışı, stokçuluk ve Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu" oluşturulmuştur. Ek madde ile üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin mal veya hizmetlerin satışında fahiş artış yapamayacağı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozacak ve tüketicinin mal veya hizmetlere ulaşmasını engelleyecek faaliyetlerde bulunamayacağı hüküm altında alınmıştır. Bununla birlikte Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu'nun; üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarının engellenmesine yönelik düzenlemeler yapabileceği ve gerektiğinde denetim ve incelemelerde bulunarak idari para cezası uygulamak suretiyle her türlü tedbiri alabileceği söylenmiştir. İlgili kanun değişikliği ardından Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu'nun oluşumu, görev ve yetkilerini düzenleyen "Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Yönetmeliği" ise 28 Mayıs 2020'de Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Yönetmelik, Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu'nun yalnızca olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ile diğer acil durumlarda faaliyet göstereceğini söylemektedir.

Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu kurulması ile piyasadaki hakim durumdan bağımsız olarak olağanüstü hâl, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ile diğer acil durumlarda üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarının önüne geçilmesinin amaçlandığını söylemek mümkündür. Hatta Rekabet Kurumu'nun incelediği tek kullanımlık maske soruşturması ile ilgili bir kararda, kararın Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu'na gönderildiği görülecektir. Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu, haksız fiyat artışında bulunduğu tespit edilen teşebbüsler hakkında on bin Türk Lirasından yüz bin Türk Lirasına, stokçuluk yaptığı tespit edilenler hakkında ise elli bin Türk Lirasından beş yüz bin Türk Lirasına kadar idari para cezası uygulayacaktır. Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu yaptığı denetimler neticesinde 27 Ocak 2021 tarihine kadar 3 bin 386 dosyayı karara bağlamış, haksız fahiş fiyat artışı ve stokçuluk yaptığı tespit edilen 495 teşebbüse toplam 15 milyon 480 bin TL'den idari para cezası uygulanmıştır.

Sonuç

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de rekabet otoriteleri olan Rekabet Kurumu, COVID-19'un olumsuz etkilerini azaltmak ve ekonomik hayatın devamlılığını sağlamak için önlemler almıştır. Ancak Rekabet Kurumu'nun kanundan doğan yetkileri göz önüne alındığında hakim durumda teşebbüsler arasında rekabeti kısıtlayıcı bir anlaşma, uyumlu eylem ya da teşebbüs birliği kararı bulunmadığı durumda bizatihi veya Haksız Fiil Değerlendirme Kurulu aracılığıyla müdahale edilmesi söz konusu değildir. COVID-19 gibi Dünya Sağlık Örgütü tarafından "pandemi" olarak ilan edilen salgının, sosyal ve ekonomik etkileri tam olarak önlenmediği sürece hissedilmeye devam edeceği açıktır.

Kaynakça

1. Aralarında Zincir Marketlerin de Bulunduğu 29 Teşebbüs Hakkında Soruşturma Başlatıldı., Erişim tarihi: 6.10.2021, https://www.rekabet gov.tr/tr/Gunce1/ aralarinda- zincir-market1erin-de-bulundu-8828c79f5f90ea11811a005 05694b4c6

2. Maske alanında faaliyet gösteren 13 teşebbiis hakkında yürütülen soruşturmaya ilişkin nihai kararın 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 49. maddesi uyarınca açıklanması Erişim tarihi: 6.10.2021, https://www.rekabet.şov.tr/Dosya/eeneldosYa/maske-nihai-karar-internet-duyurusu-pdf

3. 7244 sayılı Yeni Koronavirüs (COVID- 19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkileıinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılınasına Dair Kanun, Erişim tarihi: 6.10.2021, lıttps://www.t'csmigazete.gov.tr/eskiler/2020/04/202004 17-2.htm

4. Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Yönetmeliği, Erişim tarihi: 6.10.2021 https://www.resmigazete.gov.tr/cskilcr/2O2O/0fi/2020052S-b.htm

5. Aşçıoğlu Öz, Gamze. "Corona (Covıd 19) Gölgesinde Geleceğin Hukuku ve Dijital Ekonomi Çağında Rekabet Hukuku" Dergi Park Cilt 69, Sayı I , 2020

6. Perakende Gıda ve Temizlik Ürünleri Ticareti ile İştigal Eden Zincir Marketler ile Bunların Tedarikçileri Konumunda Olan Üretici ve Toptancı Seviyesindeki Teşebbüsler ve 1 Dernek Hakkında Yürütülen Soruşturmaya İlişkin Nihai Kararın 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 49. Maddesi Uyarınca Açıklanması, Erişim tarihi: 10.11.2021, https://www.rekabet.gov.tr/Dosya/nihai-karar-aciklamalari-tefhim-duyurulari/zincirmarketler_nihaikararduyurusu-20211029091127731-pdf

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.